İşler kesat, sıkıldım, gezilmiyor boşken cep
Dolaşayım alemi, nicedir bu net acep
Vardı üç beş arkadaş, şiir yazıp okuyan
Bildiğim lisan ile, desen, desem dokuyan
Girdim sitelerine, çaktırmadan köfteyi
İnceleyeyim dedim, yedikleri herzeyi
Bir kaç şair okudum, ki itibar edilen
Latif şeyler yazmışlar, övgüyle bahsedilen
Kimi kalbini açmış yarince fethedilen
Kimi derde ilaçmış kelamı methedilen
Bazen böbürlenerek yükseklerden bakınan
Çok duygusal döktürmüş, incitmekten sakınan
Kimisi de yazarken, çizmiş naif siluet
Konuşurken şaşarsın, o muydu bu kazulet?
Yahu dedim; `Bu lisan, benim, ben de yazarım..`
Vardır bir kaç şiire, üstünkörü nazarım
Hasbelkader yaşadık ömrümüzde bir şeyler
Düşünürken aklımdan neler geçti ah neler
Seçerim içlerinden en acıklı olanı
Parlak üç beş kelamla, attırırım dumanı
Geçti böyle bir zaman, beklerken çok sıkıldık
Ne dizecek bir kelam, ne kalemde var bir tık
Ha deyince olmuyor, kalemi yaraladık
Siz de bilin diyerek, burayı karaladık
Teneşir paklar derler kırktan sonra azanı
Görün işte lezzetsiz, çaylak işi yazanı
Emek verip ter döken, etse hakkı, tel'ini
Yapamadım be usta, ver öpeyim elini