Her an,
Umarsız katlediyoruz,
Çiğniyoruz en masum düşleri...
sorumsuz bir güdüme kurban ediyoruz hayalleri,
An içinde teğet geçiyor hüküm.
Bıçak ucu yüreğe dokunuyor kalem.
Hükmüm kendime ağır.
Duymuyoruz efendim, göz kör, kulak sağır.
sen haykırma!
Usulca özden çağır.
Ben yüreğine bitiverir’im.
Her gün bir umudun çırpınışına şahitlik ediyor.
Yorgun ve üzgün şafaklar.
Kurak bir mevsime gebe kalan gün,
Sek bir hüzünle içiyoruz her gün, Ve her öğün.
Aynı nakarat.
Hep aynı serenat.
İlk’ine uzak beyanat.
Kalmak la gitmek zor zanaat.
Bir bilsen, ne yalnızlıklar örtmüşüm,
Birbirimizden bihaber, iki uzak diyar.
Yabancıyız kendimize, tüylenmiş dilimize,
Yorgun kalktık, gönlümüzde ağır yaralar.
Bir çıban büyüyor yüreğimizin ortasında,
Umut diyorum.
Umutlarımız köreliyor göz ucunda,
Oysa! biz maviye aşıktık, Gri ye razı bahtımıza, bir siyah düştü.