Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 1.12.2020
Okunma Sayısı : 791
Yorum Sayısı : 0
Ehli Sünnet Tasavvufunun amacının ideal insan yetiştirmek olduğunu belirtmiştik. İdeal insan kavramı her fikir sistemi için farklı manalar ifade eder. İslami menede düşünürsek ideal insan şer'i olarak ta tasavvufi olarak ta aynı manaya gelir. Allah-ü Teala(cc) insanları ve cinleri kulluk etmeleri için yarattığını bizlere bildirmiştir. Ben cinleri ve insanları, başka değil, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım. Zariyat suresi 56.) 
Algımızdaki kulluk olumsuz bir mana içeriyor olabilir. Ehl-i Tasavvufa göre kulluk insanların ulaşabilecekleri en yüksek manevi makamdır. Bu sebepten şehadet kelimesini söylerken Peygamber(asv) efendimizin önce kulluğunu(abduhu) sonra resullüğünü zikrederiz.
Dinimizin ideal insandan kastettiği zenginlik, güç gibi dünyevi itibar kaynakları değil Allah-ü Teala(cc) nın razı olduğu kişi kastedilir. İhsan makamında imanı olan insanlar. İhsan Cibril hadisinde Allah'ı göremesede Allah'ın kendisini gördüğünün farkında olarak ibadet eden kişilerin durumudur. H.z Ebubekir bu makamda bir sahabeydi. İsra ve Mirac hadisesini duyduğunda hiç düşünmeden kabul etmiş ve ümmete örnek olmuştu. Ehl-i Sünnet tasavvufunun ideal insanı iman zaafı yaşamayan insandır. Genel bir kuraldır: İman kalp işidir ve isbat istemez. 
Bir kaynakta İmam-ı Gazali'nin İbn-i Sina'ya olan muhalefetinin sebebini şu şekilde okumuştum: Rivayete göre İbn-i Sina Mirac hadisesini Nass olduğu için inanırız aklen ispatlamamız mümkün değildir, dediği için Gazali'nin hışmına uğramıştır. Ve yine bu yüzden olsa gerek Gazali Kelam alimlerini sevmez. (Allah'ü Teala'dan şirk ve kelamcı olmak dışındaki bütün günahlar için af umulacağını İhya kitabında okudum.) 
Ehl-i Tasavvuf  zevk ehlidir. İbadeti Rıza-yı Bari-yi kazanmak için yapar. Allah-ü Teala'nın rızası Cennette olduğu için cenneti arzularlar. Bilseler ki Rıza-yı Bari cehennemde Cehennemi dahi isterler denilmiştir.
Günümüzde, daha doğrusu 20 yüz yıldan itibaren Tasavvufun gerekliliği çok tartışılmıştır. Tartışmayı alevlendirenler çoğunlukla ulema olmakla birlikte konu hakkında bilgi sahibi olmayanlardır. 
Şu bilinmelidir ki, tarikat kuralları hakkında yazılanlar hariç, menkıbe keramet hikayeleri çoğunlukla kulaktan dolma şeylerdir. Ehl-i Tasavvuf keramet olayına girmez, bahsetmez. Mahmut Sami Ramazanoğlu Keramet Velilerin ay halidir demektedir. Evliyalar Keramet gösterebileceklerinin farkındadırlar ancak mecbur kalmadıkça kerametlerini izhar etmezler. Saklarlar. En büyük keramet ise İstikamet üzere olmaktır.
Tasavvufta ilim iki kısımdır. İlmi Vehbi(Allah-ü Teala'ın ilham ettiği ilim) ve İlmi Kesbi(Kitaplarda yazan okumayla öğrenilen ilim) Ulema İlmi Kesbi'yi tahsil ettiği için Vehbi İlmi bilmez. Ehl-i Tasavvuf ise hem İlm-i Vehbi hem İlm-i Kesbi sahibidir. Ehli Tasavvuf Ehl-ine Malum ilim sahibidir. Mecbur kalmadıkça ilmini izhar etmekten kaçınır. .../...
( Tarikat-lar 5 başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 1.12.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu