KUBİLAY’I RAHMET İLE
ANIYORUZ
1906-1930
Ahmet AYAZ
Gaziantep Güneş Gazetesi 22 Aralık 2020
24 yaşındaki şehidimiz Mustafa
Fehmi Kubilay’ı, Gaziantep Güneş
Gazetesindeki sohbet köşeme almak için 23 Aralığı zor bekledim. Yarın 23 Aralıktır. O’nu
ölümünün 90 yıl dönümünde saygı ve rahmet ile anarken, O’nun kim olduğunu, nasıl şehit edildiğini
saygı değer okurlarım ile paylaşmayı
kendime ödev olarak düşündüm. Acısı yıllarca içimde saklı durur. , Şunu
da hatırlatmak isterim. Şehidimizin adı şimdiye kadar gerekse Kozanda, gerekse Adana’da, İzmir’de yok ise, bu bir
eksikliktir. Hatırlatıyorum devlet yetkililerimize. Lütfen adını bir
yerlerde yaşatsınlar diyorum.
1906'da Kozan'da
doğdu. Ailesi Giritliydi. Baba adı Hüseyin, anne adı Zeynep'tir. Mustafa
Fehmi Kubilay 1930 yılında öğretmen olarak İzmir'in Menemen İlçesi'nde asteğmen rütbesiyle
askerlik görevini yaparken 23 Aralık 1930'da Derviş Mehmet'in başında olduğu
bir grup şeriatçı tarafından öldürüldü.
NASIL ŞEHİT EDİLDİ?
1930 tarihinde Şeyh Sait İsyanı'ndan sonra meydana gelen en büyük şeriatçı
eylem olan ayaklanma, 23 Aralık 1930 yılında Menemen'de patlak verir. Şeyh
Esat'ın, Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz İbrahim tarafından
yönlendirilen, Manisa tarafından gelen Derviş Mehmet ve arkadaşları Menemen'e
doğru yola çıkar.
Derviş Mehmet ve adamları, sabah namazından önce külahlı ve
cüppeli olarak Menemen’e gelirler. Müftü Camii’nde sabah namazını kılarlar.
Namazdan sonra, Derviş Mehmet kendini Mehdi olarak tanıtır, dini korumaya
geldiğini, yetmiş bin kişilik Halife ordusunun da yolda olduğunu cemaate
söyler. Müezzin de, minareye çıkıp aldığı müjde şerefine bir el ateş eder.
Derviş Mehmet, camideki yeşil bayrağı alıp, öğleye kadar bu sancağın altında
toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini bildirir. Yeşil bayrağı, hükümet
meydanının ortasında açtıkları çukura dikerek çevresinde tekbir getirmeye,
zikir yapmaya başlarlar. Bazı Menemenliler de buna katılır. Derviş Mehmet bunun
üzerine daha fazla ve tehditkar çağrılar yapmaya başlar. Bir jandarma erinin
olayı görmesiyle, jandarma yüzbaşı olay yerine gelir. Toplanan kalabalığa
tavsiye vermekten başka elinden bir şey gelmez. Tavsiyeleri, isyancılara işlemez.
Jandarma yüzbaşı, piyade alayına telefon ederek haber verir.
Telefonu alan Alay Komutan Yardımcısı, Asteğmen Kubilay'ı
olaya müdahale etmekle görevlendirir.
Alay Komutan Yardımcısı, Asteğmen Kubilay’a bir müfreze
verir. Asteğmen Kubilay silahsız, müfreze de gerçek mermi yerine, manevra
fişekleri (yalnızca ses çıkartan eğitim kurşunları) ile olay yerine hareket
eder.
Kubilay, müfrezeyi arkasında bırakıp tek başına Derviş Mehmet
ve adamlarının yanına gider. Asteğmen Kubilay, Derviş Mehmet'i teslim olmaya
çağırır. Fakat Derviş Mehmet'in destekçilerinden birisi, Asteğmen'e ateş
eder. Yaralanan Kubilay, caminin avlusuna doğru koşar fakat orada bir
kurşun daha yer. Müfrezenin başındaki
çavuşlar sadece ses veren tabancalarıyla ateş etseler de bu gericileri daha çok
cesaretlendirir. Kendilerine kurşun işlemediğini sanan grup bunu da propaganda
çağrısı haline getirir. Ellerinden bir şey gelmeyen çavuşlar da bu sırada
kaçar. Bunun üzerine Derviş Mehmet hala hayatta olan Asteğmen Kubilay'ın başını
keser. Bu olaya bazı Menemenliler alkışlarla ve tekbirlerle destek verir.
Kana susamış gerici grup, Asteğmen Kubilay'ın kesik başını bir sancağın
sopasına bağlar ve nidalarına devam eder.
Olay yerine
koşan Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki'de açılan ateş sonucu
öldürülür. Daha sonra askeri birlik olay
yerine gelir ve teslim olun çağrısı yapar. Fakat kendilerine kurşun
işlemediğini düşünen gerici grup teslim olmayı kabul etmez, çatışma çıkar.
Derviş Mehmet ve birçok kişi ölürken bazı isyancılar kaçmayı başarır. Böylece
isyan sona erer.
Menemen isyanında
Atatürk'ün verdiği tepki de oldukça sert olmuştur. Olayı ilk duyduğunda bu
bölgenin haritadan silinmesini emreder fakat daha sonra fevri kararını geri
çeker. Atatürk'ün, 28 Aralık 1930 tarihli orduya gönderdiği başsağlığı telgrafında,
“Mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen'deki ahaliden bazılarının
alkışla tasvipkar bulunmalarının bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için
utanılacak bir hadise” yazar. Şehidimiz ışıklar içinde
uyusun.