Bazen sabah erken olur Sebastian uyuyamazsın,
Kim bilir belki sen Anjelikayla muhabbet ederken,
Benimse şiir yazma zamanımdır.
Sakın ötmeye başlamayın, lütfen biraz sessiz olun,
Nevin daha uyuyor.
Durun bakalım hele bir Güneş doğsun.
Birazdan bulutların arasından görünür,
Ya da kim bilir belki de hava güzel olacak bugün,
Bu sene Aralık üşümüyor,
Nasıl üşüsün ki ortam bu kadar sıcakken,
Bir musibet yüzünden,
El üstünde gider oldu insanlar.
Ne dersiniz, ne kadar biçare kaldı,
İnsanlar değil mi?
Sil baştan yaşama şansımız olsaydı eğer;
Her şeyin kıymetini bilirdik.
Ne bileyim belki de her şey düzelince,
Mavi bir unutuş olur yine.
En azından;
Artık yaşamın an'lardan oluştuğunu öğrendik.
Şimdi o anları yakalamanın peşindeyiz.
Neden mi?
Ölümü hiç bir zaman hep beraber,
Böylesine ensemizde hissetmemiştik çünkü.
Ah Sebastian!
Öyle özledik ki yüreğimizin sevinçle çarptığı günleri.
Vaktin kırışıklıkları düzelsin diye,
Dua ediyoruz.
Öf ya ne çok anlattım,
Siz misiniz, ben miyim muhabbet kuşu?
Biliyor musun?
İyi ki kalbimdeki şu sevda var.
Öyle candan, öyle sevecen ki sevdiğim,
Bazen bütün dertleri unutturuyor.
Herkes sevmeli,
Sevmeli ki arınsın dünya.
Acıyan yerimdeyse,
Sessizlik halen sürüyor.
Sürsün bakalım Sebastian,
Nereye kadar sürecekse.
Her şeye rağmen,
Güzel anılar biriktirmek lazım.
Haydi bakalım perdeleri açalım mı artık,
Baksana hava ışıdı.
Bulutlar dağılıyor galiba,
Dağılsın tabi,
Yeniden Güneşi görmeliyiz,
Sanırım dersimizi yeterince aldık.
Mehmet Fikret ÜNALAN
Aralığın otuzu iki bin yirmi, saat yedi otuz,