Yalnızlıklar Üzerine
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz...
Büyük şairimiz Özdemir ASAF'ın kalemine yüreğine sağlık..... Yalnızlık, yalnızlık, yalnızlık
Nasıl bir şey bu yalnızlık. Büyük kalabalıklar içinde bir başına kalmak. Çevrende herkes kahkahalar atarken, çevreni boş gözlerle izlemek. Gerçekten nasıl bir şey? Var mı bir açıklaması bunun?
Dedim ya çevrende insanlar kahkahalar atarken, aslında ortamın tam da içindeyken, dışarıdan bir izleyici gibi hissetmek. ya da bir film izliyorsunuz millet gülmekten yerlere yatıyor, siz sadece onlara ne oluyor ya diye bakıyorsunuz. Yalnızlık işte tam da budur.
Büyük kalabalıklar da tek başına kalmak. Bir histir yalnızlık.
Neden ben yalnızım ya da sürekli yalnız hissediyorum diye çok düşündüm. Zaten sürekli sorgulayan bir beyin yapısına sahibim. Bu bir lütuf mu bir ceza mı onu da hiç bilemedim ya neyse. Neden herkes bir arada mutluyken, yaşamdan zevk alırken şen kahkahalar atarken ben hep izleyiciyim? Sanki ruhumu içimden çekmişler boş gözlerle çevreyi izleyen bomboş bir beden kalmış.( Sen depresyondasın arkadaş dediğinizi duyuyorum. merak etmeyin ben zaten hiç bir zaman normalim demedim :)))) )
Bütün bunları düşünürken tabii ki yine kendimle bağlantılar kurarak bazı sonuçlara da varmadım değil. Bu benim karakterim biliyorum, benden başka kimseyi de bağlamaz onun da farkındayım ama yine de sizlerle paylaşmak istedim. Hayatımda ben demediğim kadar ben diyorum burada farkındayım. Hayatımda asla benmerkezci olmadım. Fakat takdir edersiniz ki insan en iyi kendini tanır, o nedenle örneklerde kendimi kullanıyor ve ben demek zorunda kalıyorum kusura bakmayın. Dönelim yine darmadağın yaptığım konumuza.
Diyordum ya ben neden sürekli yalnızım ya da öyle hissediyorum. Benim öyle fiziksel korkularım yoktur. Ne alaka şimdi diyeceksiniz şimdi müsaade ederseniz anlatayım. Aslında ben korkularım nedeniyle yalnız kaldığımı ya da kendimi yalnızlaştırdığımı düşünüyorum. Dedim ya fiziksel korkularım yoktur diye ne yılandan korkarım ne de yamaç paraşütü yapmaktan. Yani sonu en fazla ne olabilir ki ölürsem ölürüm. Sakatlık farklı tabi ondan korkarım. Çünkü başkalarına muhtaç olarak yaşamak beni dehşete düşürür. Rahmetli Babacığım hep 3 gün yatak 4. gün toprak dilerdi. Allah'ım tam da gönlüne göre verdi. Benim de Allah'ımdan isteğim bu. Kimsenin eline kalmamak. Dedim ya fiziksel korkularım yok ama duygusal korkularım felaket durumda. Ve hep insanlarla ilgili. İnsanların beni sevmemesinden müthiş korkarım. Hırslı biri asla değilim, hayatım boyunca emin olun hiç bir hırsım olmadı ama oyunda yenilmeyi hiç sevmem. Yanlış anlamayın yeniliyorum diye sinirlenmem ama oyundan sıkılırım zevk almam oyunu bırakmak isterim. İnsanların beni yanlış anlamasından, benim kötü biri olduğumu düşünmelerinden, duygularımı anlamamalarından korkarım. Mesela biri bir hesap öderse bir sonra ki hesabı ben ödemeliyim yoksa beni parazit olarak düşünürler bu benim için çok büyük bir kabustur buna katlanamam. E insan bu kadar şeyi aynı anda kafasında kurgulayınca kendini ortamın içinde hissetmesi mümkün mü?
Yani anlayacağınız kendimi tahlil ettiğimde yalnızlığımın kaynağının benim onaylanmamaktan korkmam bu nedenle kendimi çekmem, aman kötü bir şey yapmayayım insanlar beni sevsin korkusuyla herkesin yanında tedirgin hissetmem kendimi rahat bırakmamam olduğunu düşünüyorum. Bunlar yalnız kalmakta benim kusurlarım biliyorum. Ama işin bir de toplum tarafı var biliyorsunuz. Artık insanlar gerçekten çok saldırgan hırslı bencil. Asla ben mükemmelim demiyorum ama hassas bir insanım onu biliyorum. Bir lafı söylerken kırk kere düşünür öyle söylerim karşımdakini kırmamak için . Sürekli empati yaparım. Ben bu kadar ince düşünürken de karşımdaki insanlardan da biraz çevrelerine hassas olmalarını beklemek suç değildir sanırım. Çevremde böyle insanlar olmadığında da yalnızlık karşıma zorunluluk değil tercih olarak çıkıyor. Aslında insanlar yanlarında kendileri olmaktan taviz vermek zorunda kalmadıkları insanlar yanında mutlu oluyorlar ve yalnız hissetmiyorlar. Biliyorsunuz ki bu tamamen benim düşüncelerim. Sizler ne düşünürsünüz bilmiyorum
Fatma CANİK
(
Yalnızlıklar Üzerine başlıklı yazı
Sada tarafından
12.01.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.