İşçinin günlüğü (4)
Bir
yıl daha geçti
Görmeyeli…
Dalmayalı…
Ve
bir orman gibi kaybolmayalı gözlerinin derinliğinde
Bakmayalı…
Bakışmayalı…
Sevgili
Karadeniz gibi
Dalga
dalga sarılıp
Sırılsıklam
ıslanmayalı
Ve
doyasıya öpmeyeli deniz kıyısı dudaklarını senin…
Bir
yıl daha geçti
Tanklar,
toplar
Yıkıntılarda
kadın… Yıkıntılarda adam… Yıkıntılarda çocuk…
Havada
kan… Havada barut… Havada can kokusu
Can
havliyle sığındığımız delik deşik duvar
Kör
kurşun… Sağır sessizlik… Dili tutulan nefes…
Metal
rengi gökyüzü
Gökyüzünde
öldürmeye göç eden demir kanatlı kuşlar
Kuşların
kanadında bomba
Vurulan
yuva ve yuvasız kalan yavru kuşlar arasında…
Çığlıklar,
hıçkırıklar…
Yüreğimizi
çatlatan… Yüreğimizde dörtnala koşan korku
Dökülen
kan
Yaralı
yaşam ve can çekişen canımızla burun buruna…
Kadınların
koynunda ölü çocuklar
Çocukların
elinde yanan, kül olan uçurtmalar
Yüreğimizde
zonklayıp duran aşk
Yüreğimizde
kederli yaşam sevinci
Yanık
ezgiler
Ahlar…
Ve
umut yüklü türkülerle kucak kucağa…
Bir
yıl daha geçti sevgilim
Bir
yıl daha… bir yıl daha…
Orman
bakışlı gözlerini görmeyeli güneşte…
Aralık
1988 (PTT şantiyesi) Terme/ Samsun