Meraklanma Türkiye'm, sen baştan tırnağa
Anadolusun!
Sen, fikri güzel gönlü güzellerin öz yurdusun.
Sen, hararetleri dindiren buz gibi suyusun.
Sen, seni sevmeyenlerin karşısında celalli ve
haşin huylusun!
Ve sen, çağ kapatıp çağ açanların en manidar
ususun.
Meraklanma Türkiye'm, sen baştan tırnağa
Anadolusun!
Sen, gözü kara mert ve babayiğitlerin zafer
naralarısın.
Sen, yedi veren Muhammedi Gül goncalarısın.
Sen, dillerden düşmeyen tarihe mal olmuş
sevdalarısın.
Ve sen, gül sevdalısı bülbüllerin hiç sönmeyen
harlarısın.
Meraklanma Türkiye'm, sen baştan tırnağa
Anadolusun!
Sen, bire yedi veren bereket abidesi
topraklarımızsın.
Sen, uğruna seve seve ölüme gittiğimiz namus
şeref ve arımızsın.
Sen, insanı cennetlik eden namusumuzu teslim
ettiğimiz komşularımızsın.
Ve sen, karnımızı doyurduğumuz en helal
ekmeğimiz ve aşımızsın.
Meraklanma Türkiye'm, sen baştan tırnağa
Anadolusun!
Sen, nehirlerinle, derelerinle, çaylarınla Allah
Allah diye akarsın!
Sen bir anlık firakınla, sana meftun gönülleri
yakarsın!
Sen, visallerinle fikri güzel gönlü güzellere
cennet kapılarını açarsın!
Ve sen, sende doğmakla sende yaşamakla sende ölmekle insanı çok mutlu yaparsın!
Meraklanma
Türkiye'm, sen baştan tırnağa Anadolusun!
Sen, fakir fukaranın, garip gurabanın, en
mutlu yarınlarısın.
Sen, tarihin sayfalarına, altın harflerle
yazılan, insanların hasısın.
Sen, gönülden gönle giden, rahmani yolların,
en hayırlısısın.
Ve sen, sohbetleriyle gönülleri fetih eden veli
zatların günlerce süren yasısın.
Meraklanma Türkiye'm, sen baştan tırnağa
Anadolusun!
Sen, sofralarımızdaki taamların bereket ve
lezzetisin.
Sen, at sırtında dünyaya hükmeden, asil
atalarımız şeref ve izzetisin.
Sen, meclislerde parmakla gösterilen, insan
gibi insanların, remzisin.
Ve sen, bileği bükülemeyen er oğlu erlerin
insanı korkutan sesisin.
Meraklanma Türkiye'm, sen baştan tırnağa
Anadolusun
Sen, görmeyenlerin gözü, duymayanların kulağı, tutmayanların elisin.
Sen, çocuklarının karnını, yüzde yüz helal
doyuran, bir ırgatın güçlü belisin.
Sen, asırlar önce bestelenmiş, en yanık şarkı
ve türküleri çalan, sazların telisin.
Ve sen, yazın Ağustosunda, güneşin altında
çalışan, bir ameleyi serinleten yelisin.
Meraklanma
Türkiye'm, sen baştan tırnağa Anadolusun!
Sen, mutlu gün ve gecelerde, dostlara takdim edilen, Muhammedi gül destesisin.
Sen, okundukça okunan, insanlığın yazıldığı
kitapların, ana fikri ve özetisin.
Sen, ihtiyaç sahiplerinin, aşk ve şevkle,
ihtiyaçlarını gideren, en gizli hamisisin.
Ve sen, hak ile batılı, güzel ile çirkini, birbirinden ayıran, sevda sürmeli gözlerisin.
Meraklanma Türkiye'm, sen baştan tırnağa
Anadolusun
Sen, zalimlerin, vicdan ve merhametlerini, kaybetmişlerin karşısında vakarlı aslan gibisin.
Sen, taşlarını birer, birer sayabildiğim şarıl, şarıl berak mı berrak akan suların, dibisin.
Sen, yüce Allah’ın bize hediye ettiği ve
binlerce şehidin metfun olduğu yalancı cennetimsin.
Ve sen, çocuklarını abdestli, helal süt ile
emziren annelerimizin, şefkat ve merhametisin.
Meraklanma Türkiye'm, sen baştan tırnağa
Anadolusun!
Sen, bindiği dalı kesmeyen, yediği tabağı kirletmeyen, parmakla gösterilen, zatı muhteremlersin.
Sen, hiç kimseye eyvallahı olmayan, sadece ve
sadece allah’tan korkan, dideleri her daim yaşlısın.
Sen, her halukarda, hal ve ahvaline şükreden, Allah’ına
ve Habib’ine bağlı, yurdumun insanısın.
Ve sen, mert ve delikanlıların, damarlarında
dolaşan, eşi benzeri olmayan asil kanısın.
12/Şubat/2021