Ve bir mahşer tutuştu,ve bir ölüm ve bir haz Cennetten hayli ırak cehennem gibi biraz Nun misâli kıvrıldı nihâyetsiz hâlimiz Hırpalandık diz boyu, azdan fazla çoktan az Ki insan dedikleri toprak hâlli bedenler Yaşıyorken âniden son bulmak gibi biraz
Vakur karanlıkların deminde ölendi pus Bu bir kesit olmalı ya istikbal ya mahpus Yağmur sancılarını içiyorken kaldırım Eninden ayrılarak çatladı çelimsiz us Ki karlı dağlar gibi ağardıkça şakaklar Ölmek ne güzel hüner, hürlükten doğan mahpus
Yaş kalbe yuvalandı ötelendi güz bahar Mutluluk kör yanılgı,közde gonca gülde hâr Ağız dolusu sabrı yutmalıyken hislerim Sessiz çığlıklarımı nerden bilecek ahâr Ki en güzel günlere şakıyorsa serçeler Aşk bozumu geçince bulacağı kordan hâr
Mesûdiyet kentinden ayrıldı gönül kuşu Ardından bakakaldı gâh uysallık gâh huşu İntihâra meyilli urgandan sevinçlerim Son bir kez dönmek için örseledi yokuşu Ki tek veda etmeden gidiyorsa gençliğim Bu yaşamaktan değil ölmekten gelen huşu
( Hazannüma başlıklı yazı GÜŞTA tarafından 28.02.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.