Dağların başında uçan kelebek
Namussun, şerefsin, arsın Alucra
Seni candan seven, Mecnun misali
Âşığın gönlünde narsın Alucra
Doyumsuzdur senin sütün, kaymağın
Sofraya koyulur eşsiz kuymağın
Kavrana basılır peynirin, yağın
Bir sevdalı özge yârsın Alucra
Baharda canlanır yaprağı, dalı
Tabiat giyinir yeşili, alı
Mahir bir hekimdir Alucra balı
Yüce dağ başında karsın Alucra
Seni mesut görmek, budur muradım
Gurbet elde seni, her gün aradım
Dağına, taşına yazılsın adım
Kolların boynumu sarsın Alucra
Alucra sen benim dert ortağımsın
Hissime tercüman, gönül bağımsın
Delikanlılığım, en genç çağımsın
Alnımdan boşalan tersin Alucra
Saymakla biter mi özelliklerin?
Dünyaya nam salmış güzelliklerin
Bağında, bahçende tazeliklerin
Tarifi imkânsız yersin Alucra
Dağların başında yetişir çayır
Arazin dağlıktır, köylerin bayır
Gatmere, haşıla diyemem hayır
Ne varsa önüme sersin Alucra
Tabiat burada ne çok cömerttir
Suları buz gibi, havası serttir
Doğrudur, dürüsttür, insanı merttir
Karanlık gecede nursun Alucra
Fırtına tutunca limanım sensin
Ruhum hasta düşse dermanım sensin
En dar zamanımda gümanım sensin
Güvercin misali hürsün Alucra
M.
NİHAT MALKOÇ
Yayınlandığı Yer: Alkış Dergisi / Eylül-Ekim 2011 / 59. Sayı