Şiirin konusu: Herkes konuya aşina :))
Rahmetli dedem derdi, saygı duy yaşlılara,
O zamandan beridir, yaşlıya uymuyorum.
Hürmet eyle sakın ha, o ağır başlılara,
Kapattım kulağımı, ne dese duymuyorum.
Laf atmış! Sami Hoca'm, başımızın tacıdır,
O sıkışmış lafların, çaresi ilacıdır,
Sözleri hayli keskin, hicivleri acıdır,
Çektikçe kulağımı, tadına doymuyorum!..
Sanatın cilvesinde, mısralarım dans eder,
Gider de bir kelime, şiire diyet öder,
Bakıyor Sami Hocam, bu adam şimdi ne der,
Balet falan demişte, ben bunu saymıyorum.
İlhamın ilhamına, uyumaz şiir yazmış,
Bir gün gecikti çünkü, sandalyesinde sızmış,
Üstüne çay dökülmüş, torunu gelip kızmış,
Yaşlıdır dedim ya işte, yine de kıymıyorum.
Sert olur mizacımız, seceremiz Ordu’da,
Otuz sene geçirdim, ol güzide orduda,
Kasırgaya dönerde, bu hicivin ardıda,
Cümleleri eşerek, altını oymuyorum.
Hem sanat dediğimiz, hayatın damarıdır,
Balet rulet değil ki ayağın şamarıdır,
Sami Hoca’mın vakit, hicivle kumarıdır,
Şiir yazarız şiir, patates soymuyorum.
Bir de hikaye yazmış, dıdının da dıdısı,
Altında sarkık durmuş, çenesinin gıdısı,
Yalan yanlış duyumlar, gazete fısıltısı,
Direk size söylerim, tabana yaymıyorum.
Kıspet giyip seninle, gel bir piste çıkalım,
Osmanlı tokadını, ensemize çakalım,
Biz Adem’den beridir, uzaktan mı bakalım,
Şiirle söylüyorum, bağırıp baymıyorum!..
Adem Efiloğlu