Kıpırdıyorken zaman, bir sürgünün ucunda,
Sundular kainatı, bir güzel avucunda...

Ne kadar hürdüm bilsen, gözlerimde kelebek,
Bozkıra doğmuş muydu, benden mutlu bir bebek ?

İğreti bir zamanda, karşılarken dünyayı,
Asla farkedemedim, kimler germişti yayı ?

Bir hayatı yaşamak, acı gelir yok gibi ,
Kalabalık içine, düşerken bir ok gibi !...

Kendime bir gerçektim, vardı elim, ayağım;
Yaşadım ve anladım; ağır oldu dayağım !...

Yüzümde çizgi çizgi, zaman oynarken sek sek,
Kayıtsızca izledim, tebessümle, gülerek...

Yüzüme gülmek kolay, kolaydı ağlamakta,
Kaybettim benliğimi, bozbulanık ırmakta !...

Karanlık kalyonlardan, geçerken tepetaklak ,
Kaç batında doğardım, çok sesli ağlayarak !...

Çekildik bir kenara, asarak asamızı,
Şimdi tutmasın artık, kimseler yasımızı !...

Ne kalır yarınıma, bilmiyorum ki dünden ?
Bir gölge oyununu, seyrederken perdeden !...

Ağır ağır sönerken, mekanın ışıkları,
Tövbesini bozuyor, kırk yılın aşıkları...

Açılmaya yeltenip, güllerin hası gibi,
Göçüyorum içime, akşam safası gibi !...

Geçen uzun yıllara, değişmezken bir anı,
Çatlayan tomurcukta, dinliyorum zamanı...




( Asarken Asamızı başlıklı yazı HayrettinYazcı tarafından 19.03.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu