Bırak eğilsin güneş dağların tepesinden
Bırak semâ ağlasın ezanların sesinden
Sûfî bir nefes çekse tasavvuf nefesinden
Vermeye kalmaz bile Hâk aşkıyla durulur
Kuşlar divâne olup hürlüğünden vurulur
Bırak dolansın arzın meşk dolu hitapları
Bırak lâfız inlesin sustursun kitapları
Sûfî gül tutsa kopar nârinleşmiş sapları
Görmeye kalmaz bile Hâk lügatı yayılır
Tefekkür eden göze bu bir mu'ciz sayılır
Bırak çınlasın harfin bağrından doğan sızı
Bırak âyet haykırsın, ayân etsin arsızı
Sûfî gönül gözüyle hissetse hayırsızı
Örtmeye kalmaz bile Hâk düstûru yazılır
İblise yâr olanın nâmına kor kazılır
Bırak sızlasın cânın kutbunda eriyen fer
Bırak gönül kavrulsun meftûn olsun bu sefer
Sûfî konuşsa yüktür sükût eylese zafer
Duymaya kalmaz bile Hâk nişânı basılır
Görkemli bir mukaddes gök perdeye asılır
Bırak yazılsın kitap kâtibin kâleminden
Bırak gözler yaşarsın, günâhın eleminden
Sûfî hû çekse dağlar gölgelenir leminden
Şaşmaya kalmaz bile Hâk seyrine erilir
Firdevsin anahtarı aşk ehline verilir
· · • • • ✤ • • • · · GÜŞTA