Kalbimi buzlukta buldum sanki eksinin en sonsuz derecesinde donmakta ve donduğunun farkında. O kadar yakıştırıyor ki bunu kendisine, hiçbir umuda eşarp bağlamıyor. Aşiretin en acımasız ahvalinden bir kurşun satın alan aylar ile yılların manasızlığının mermiye uzanan titrek parmağı olmuş sancısı ama o hissetmiyor.

Ne hissedeceğini bilmiyor, ne dilediğini şarkılara sorarken. Ne hissetmesi gerektiğini bilmiyor, gidenler treninden mola vakti ayrılmışken.

Kalbim bana ne yapıyor? Heyecanlarının ufukta mutluluğu resmettiği Picasso’ya şirinlik yapıp benim kalbimin resimleri her şeyden güzeldir diyen sesim neden avaza başrol olamıyor?

Her denklemi bir arşa çıkarıyor gidişler; firar sakızlarından ben çiğneniyorum gidenlerin ayarsız üsluplarınca.

Kalbim bana ne yapıyor? Magnum ile Viennetta’nın hafif ritimler eşliğinde attığını belli eden hissiz arkadaşı artık kalbim…

Elleri cebinde, bir kaşı havada ve gülüşü bedenime heyecan kitaplarından fırlarcasına denk düşen adamların eseri artık o…

Picasso’nun resimleriyle birlikte buz portresiyle sergileniyor. Buzluktan çıktı, Magnum gibi yedirmedi kendisini; kurtuldu sanıyor…

Sevememek yenmemekten ve yenişememekten daha acı değil mi?

Patron kabullenişlerinin gözden yaş akıtmayan insafsızlığına perde oluyor.

Sahnesinde çocukluktan kalma deliklerin uysal bir selamıyla…

Kalbim…

Gölgemde ayıp örten çocuklukların heykeltıraşı oluyor kalbim…

Kalbim bana neler yapıyor?

Her şey oluyor da bir anda; seven olamıyor.

Yağmur’un izinli şemsiyesi açılıyor kalbime, ıslanmak için bile takati yok, kabul ediyor.

Zehirli yokluklarıyla sevemeden giden herkes şimdi ne yaptı kalbime?

Kalemlerinin biten mürekkeplerinde ruhumun öz suyu kaldı.

Kırık kalbim bunu bana bu sebepten mi yapıyor?

Hakkıdır, haklıdır. Sevmekten mutlu olamamışken gidişlerden paragraflar açmışken kalbim bundan sonra ne yapsa haklıdır.

Kalbim, buzlukta ve Maraş dondurmasının üstünde tepiniyor.

Üstünde tepinip acıyla kızartıncaya dek acımadan yol alan her çaresizlik sebepleri imzasıyla zor nefes aldırmışken bana, Maraş dondurmasının üstünde tepinmesi koymaz kalbime.

O her acımasızlığa artık dayanıklıdır.

Göz, yaş olmazken bende var.

Kalp, kırıldıktan sonra acıya peşkeş çekip direnecek kıvamdadır.

Bu kalp bana ne yapıyor?

His mürebbiyesi, kendi mürüvvetini sevmeyi unutarak gördü.

Acısı, şalgamdandır…

Dilara AKSOY

( Acısı Şalgamdandır başlıklı yazı dilara aksoy tarafından 28.05.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu