Yaylı, vurmalı, üflemeli değişik birçok müzik aleti kullanıcısı müzisyenin bir araya gelerek oluşturdukları gruba orkestra denilmektedir.
Kendi aralarında filarmoni, senfoni, oda ve düğün orkestrası şeklinde ayrılırlar. Dünyaca ünlü büyük orkestralar arasında Viyana Filarmoni, Berlin Filarmoni, Londra Filarmoni, Chicago Senfoni, Çek Filarmoni, New York Filarmoni, Moskova Devlet Filarmoni Orkestrası bulunurken ülkemizde ise Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası bulunmaktadır.
Onlarca müzisyenin yer aldığı bu orkestraları yönetenlere ise “Maestro” denir. “Maestro”nun diğer bir adı ise orkestra şefidir.
Orkestra şefinin görevi ise onlarca enstrümanın büyük bir uyum içerisinde, doğru zamanda doğru tempoyla çalarak hem gözlere hem de kulağa hitap ederek güzel bir performans sergilemelerini sağlamaktır. Sağ elindeki çubuğu ile ya da sadece ellerini kullanarak her an doğru tempoyu belirleyerek gösterirken orkestranın hangi hızda, hangi tonda çalacağı, hangi enstrümanın ne kadar yüksek tonda çalması gerektiği gibi tüm önemli konuları yönetmektir.
Peki, orkestra şefinin yönetmediği bir orkestrayı düşünebiliyor musunuz?
Her yerden ayrı bir ses çıkar, ortada ne müzik diye bir şey, ne de baş beyin kalır…
Televizyonda yayınlanan müzik programlarında ne zaman bir orkestra görsem aklıma illerin başındaki mülki idare amiri olan valiler ile belediye başkanları gelir.
Valiler ile belediye başkanlarının bu konuyla ne alakası var demeyin.
Valiler ile belediye başkanları da illerdeki kendilerine bağlı tüm kamu kurum ve kuruluşlarının başta Anayasa olmak üzere kanun ve diğer mevzuatlar tarafından verilmiş olan iş ve işlemleri eksiksiz yerine getirip getirmediklerini, sağlıklı hizmet üretip üretmediklerini kontrol etmek, eksik veya yanlış yapılanlar varsa düzeltmelerini sağlamak ve illerdeki eğitim, sağlık, asayiş vb gibi diğer konuların düzgün bir şekilde işlenmesini ve vatandaşa hizmet edilmesini sağlamakla görevlilerdir.
Yani orkestralardaki enstrümanlar gibi tüm kamu kurum ve kuruluşlarının büyük bir uyum içerisinde, doğru zamanda doğru tempoyla çalışarak kanunların verdiği görevleri yerine getirerek vatandaşa hizmet etmelerini kontrol edip sağlamakla mükellef birer orkestra şefleridir.
Kamu kurum ve kuruluşlarından bir veya bir kaçının orkestralardaki enstrümanlar gibi uyum içerisinde çalmaması halinde ortaya uyumsuz sesler çıkacak ve vatandaşa verilen hizmetlerde de aksaklıklar çıkarak sorun yaşamalarına neden olacaktır.
Sorunların yaşanmaması ve insanlara sağlıklı ve eşit hizmet verilebilmesi için orkestra şefleri konumunda olan valiler ile belediye başkanlarının tüm kamu kurum ve kuruluşlarının yasalara uygun görevlerini yerine getirip getirmediklerini kontrol edip denetlemeleri gerekmektedir.
Ancak gelin görünkü bizim ülkemizde orkestra şefi konumunda olan valiler ile belediye başkanları her enstrümanın düzgün ve uyumlu çalışmasına gösterdikleri ilgiyi ne yazık ki konu engelliler olunca pek dikkate almıyor ve es geçiyorlar.
Bu kanıya nereden mi vardım? Anlatayım sizlere…
Bildiğiniz gibi 7 Temmuz 2005 tarihinde 5378 sayılı Engelliler Kanunu çıkarılmıştı. Çıkan kanunun geçici 2 ve 3.maddeleri ile erişilebilirlik ile ulaşılabilirlik sorunlarıyla ilgili yerel yönetimlere büyük görev ve sorumluluklar verilmişti.
Kanun
gereği erişilebilirlik ile ulaşılabilirlik sorunlarıyla ilgili gerekli
düzenlemelerin yapılması amacıyla 7 yıllık bir süre konulmuş ve bu süre
dolduğunda bir arpa boyu yol alınmayınca bu defa 20 Temmuz 2013 tarihli ve
28713 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme
Yönetmeliği çıkarılmış ve oluşturulan komisyonların başkanlığına ise vali
veya valinin görevlendireceği vali yardımcısı getirilmişti.
Yönetmelik
yayınlandığı günden bu güne kadar yaklaşık 8 yıl geçmesine rağmen üzülerek
belirteyim ki, valilerimiz ile belediye başkanlarımızdan bir tanesi dahi
komisyonların çalışmasını merak edip de bir toplantıya katılım sağlamadı. Bu
komisyonlar ne yapıyor, nasıl denetliyor, denetleme esnasında hangi sorunlar
yaşanıyor, kaç tane kamu kurum ve kuruluşu erişilebilirlik standartlarına uygun,
tespit edilen eksikliklerin altında yatan nedenler nedir, en çok hangi konuda
eksiklikler tespit ediliyor vb. gibi soruları sorduklarını ne gördüm ne de duydum.
Dikkatimden kaçan olmuşsa da bir veya birkaç defa olmuştur.
Belediye
başkanlarımız arasında “Yönetmelikte
belirtilen komisyonlarda bizler görevli değiliz.” şeklinde düşünecek olan
olursa unutmasınlar ki, çözümlerin geneli de kendilerinin görev sorumlulukları
arasında bulunmaktadır.
Sözün özü olarak, anlatmaya çalıştığım orkestradaki enstrümanların birçoğu orkestra şefleri tarafından gereken özen gösterilerek uyumlu yönetilirken, engellilerle ilgili enstrümana sıra geldiğinde es geçiliyorsa ortaya çıkan sesten herkes rahatsız olacaktır. Enstrümanlar arasında uyumsuzluk olan bir orkestraya da ne filarmoni, ne senfoni, ne oda ne de düğün orkestrası denir…