Geçip
gidiyoruz hayat serüveninin içinden, bazen yaralı bazen sızılı. Kendimizle
kavgalıyız, kendimizle sorunlu. Çözümsüz bir ironiyle ışık yakıyoruz akşamlara.
Her akşamın ardına umut ekmekten artık umutlar bile tükenir oluyor.
Değişiyoruz günbegün, zamanın ilmek ilmek ördüğü şimdiki zaman yani
milenyum değiştiriyor bizi istemesek bile. Biz yalınayak yaşamaya koştuğumuz
günlerin hicranını yaşarken, şaşkınlıklar içinde izliyoruz etrafımızı
ayaklarımız yara bere.
Daha dün yoklukların saflarını temizlemeye gücümüz yetmezdi, gerçekten
yokluk yokluktu. Daha doğrusu yok gerçekten yoktu. Şimdilerde yerini çoklukta
yokluk çekerken yok o zamanlarda yoktu. Sabırla mezelenmiş sofralarda, ketum
bakışlarla demlerdik karınlarımızı. Çıplak ayak, kirli yüz, yamalı pantolonlarla severdik o bize bahşedilmiş hayatımızı.
Çıktığımız sokaklarda saatlerce, toprakla bile oynar, hiç şikayet etmezdik
oyuncağımız yok diye. Saftık, duruyduk, beklentisizdik, içten pazarlıksızdık,
riyasızdık ve daha çok insandık…
0 zamanlarda bizi birbirimize bu denli yaklaştıranın yokluk olduğunu
düşünürüm çoğu zaman. Çünkü bizi biz yapan şeydir yokluk, yokluğun paylaşımın
hiçbir karşılığı yoktur maddesel. Yokluk yokluktur çünkü. Düşünsenize evinizde
bir dilim ekmeğiniz yok, sizinle bir dilimini paylaşanın kıymeti harbiyesinin
maddesel açılımı y.o.k.t.u.r…
Ne oldu şimdi diye hepimiz
soruyoruz birbirmize… Cevap basit , kimyamızı bozdular a dostlar, kimyamızı
bozdular. Can boğazdan çıkar demişti yazar
Mehmet Ali Bulut abim. Çok haklıymış, bizi yok olanları var kılarak bozdular.
Şimdilerde yok kelimesi neredeyse artık yok denecek kadar yok zaten. Artık
varlıkta yokluğun satır aralarını işliyoruz insan suretinde. Genetiği
değiştirilmiş yüzlerce besinin esir aldığı insan bedeni de değişti artık. İmkânlar
değişti ve maalesef insan değişti…
Keşke demeyi sevmem ben pek. Bunun yerine her şeye rağmen diye başlarım
söze. Niyetimiz zorluklarla mücadele edebilme gücünü sergilemek her şeye rağmen diyerek. Keşke dedim ve ekledim şimdiki imkanlarla o eskide gördüğümüz,
bildiğimiz, sevdiğimiz İNSANlar olsaydı günümüzde. Tadından yenmezdi dünya diye
düşünüyorum.
Bir gözlerinizi hayal edin yıl 2021 29 Ağustos, insanlarımız çıkarsız,
menfaatsiz, beklentisiz, sevgi dolu, yardımsever… liste uzun haydi bir hayal
edin dedim bu yüzden.
Tekrar keşke diyerek
bitirelim sözümüzü;
Keşke
İNSAN OLARAK ESKİLER,
İMKÂN OLARAK ŞİMDİLER olsaydı. Sevgi ve saygılarımla…