Barbaros’un yiğitliğine şahidim
Yüz yirmi ikiye bölündüm kılıcının gölgesinde
On iki bin neferden biriydim
Korfu’da nefeslendim
Deniz suyu içtim
Düşmanları dökerken denize
Preveze’nin bakışları arasında
Narda Körfezinin bol köpüklü sularında…
Rüyalarımı bile kıskanıyorum bu aralar
Ergenekon’dan dünyaya açılıyor atalarım
Boz kurtlar müjdeliyor gelişlerini
Çin surların arkasına saklanıyor
Diğerleri kaçabilecekleri en ücra köşelere…
Oğuz Kaan’ın izlerini sürüyorum destanlarla
Manastan geçiyor yolum
Dağların en sarp yerlerini adımlıyor Alparslan
Malazgirt ovasından
Anadolu’ya selam salıyorum
Adı görklü Nur Muhammed adına…
Muştu bin dört yüz elli üç, yirmi dokuz
mayısta geliyor
Fatih diyorlar o Mehmet’in adına
Asırlar bile direnemeyip
Nasıl da değişiyor
Kutlu davanın ihtişamında…
Cumhuriyete sevdalanıyoruz Mustafa Kemal ile
Özgürlüğün değişmeyen cümlelerinde
Hattı müdafaaları kaldırıp
Sathı müdafaa yapıyoruz tüm ülke
Ve kalbimize bir kabir eşiyoruz
On Kasım saat dokuzu beş geçe
Ulu Önderi uğurlarken sonsuza…
Âdem Efiloğlu