Her veda başka intihardır…

Her ölümün sonunda doğum başlar gerçeğine erişene kadar!

İnsana kalsa, affet dese, bana dön dese… Kim affeder ki?

Her çektiği acıya rağmen arkasına bakmadan yürür gider insan…


Oysa her günaha tövbe eden kulu, Allah son nefesine kadar affetmek için bekler. Ama ne yazık ki, günahında hep ısrar eder ve çareyi hep başka insanda arar. Sonuçta Affet diyen kulu kul affetmez, affeden Rabbime ise kul beni affet demez… 


Bir derde düşsek ilk koşacağımız insanlardır, bedenselse hastalık doktordan, ruhsal ise sevgiliden, sevenlerden, dostlardan… Dert niye başımıza gelir ki, elbette yanlış yaptıklarımızdan, seçimlerimizden, isyankar yaşantımızdan… Hani nimet bildiklerimizden israf etmesek, her tatttığımızı damak tadında bıraksak, ben bilirim demesek, öğüt vermek kadar öğüde de açık olsak, duygudaş ve paylaşmayı istesek… İnsan dert sahibi olur mu? Asla…


İnsan dünyaya sahip olsa, ben haşa tanrıyım demeye meyilli… Zenginlik, insanı kimseye muhtaç olduğunu hissettirmeyen çok etkili bir sınavdır. Keza firavun, Nemrut, Karun … Niceleri buna aldanmış. Kur’an bunların kıssalarını anlatır ki, ibret alıp onların düştüğü ve yaşadığı acıyı yaşamasınlar. Ancak, bu Korona gibi öldürücü ve aynıları hep yaşanır durur, her çağda bir başka rolde… Günümüzde Biden, Macron, Netanyahu… Gibiler aynı bu şer yolu yaşamaktalar. Elbette onların sonlarını ömrümüz varsa göreceğiz, pek iç açıcı olmayacak gibi görünüyor.


Eline az bir fırsat geçse, her insan bu yolu takip etmeye meyilli. Bu yüzden derdin şifası  Allah’a kul olmaktan geçiyor. Tövbe edeceksek Ondan dilemek, boyun eğeceksek Ona boyun eğmek, bir rızık isteyeceksek ondan dilemek-rızkın sebeplerini çalışarak aramak… Hep bana diyen bir kuldan bir şeyler istemek, dilenmek, elini öpüp minnet duymak insanı yanlışa iter. Bu kul işini yapar ama karşılığını da ister, bu genellikle günah ve Allah’a isyan olan ameldir. Makam sahibi yapar ama çıkarı olan yanlış bir işe imza attırır. Atmazsa makamından eder. Kul kula boşuna aş verir mi ki… Kuldan minnet duymak yerine, Allah’tan dilemek… Allah’tan korkanları artırmak… Zalim ile savaşmak… Bu düşüncede olan insanlar artıkça öyle bir güç olur ki, kimse birbirine gönülden bağlandıkları sağlam zincirini kıramaz.


Seni fikrin, senin taptığın, senin yaptıkların, senin eserlerin, senin keşiflerin, senin Nobel ödülün… İnsanlığa hizmet değilse, sen yalnızlaşırsın. Sen değilde biz olmak, bir olmak, diri olmak, ayrışmamak, bölünmemek ancak senle milyonlarca bölünmüş yol yerine bizle yaşanan Hak yolunun birleştiriciliği gerçek mutluluğu yaşatır gönüllerde. Bu yüzden Kur’an öğütleri ve bu öğütleri yaşayan peygamberin kurduğu mükemmel devlet, insanlığa örnek olmalıdır. Hesabı ve sorguyu kula yaptığımız anda derdin içine düşeceğimizi ve belki de kaldıramayacağımız yük haline gelişi manidar oluşu kaçınılmazdır.


Kimse temiz, apak, kusursuz değildir. İnsan ancak Allah’a tövbe ettiğinde ve bu günahtan vaz geçtiğinde gerçek bir kul olur Allah’a. Her tövbe sonrası kusur işlemekten, başka bir sınavla karşı karşıya kalmaktan ömrü boyunca kurtulamaz da. Ancak her günahın tekrar edilmemesi ve içten bir gözyaşı ile Rabbimden özür dilemesi onu yaşama geri döndürür. Hani bu dünyada yaşamak var, yaşamak var. Her ısrarda, mesela ayakları kangrenden kesilen bir sigara tiryakisi sigara içmekten vaz geçmezse diğer ayağıda kesilir.  Ayakları olmadan yaşamak, bir başkasına muhtaç olmak… Herhalde kimsenin bu akibete rıza göstermesi düşünülemez. Böyle bir yaşamı kim ister ki? İşte sigarayı yenebilmek, ondan vaz geçebilmek iman işidir. Ben buna layık olamam diyen bir iman. Sigaranın kölesi olan insanın sonu tövbe etmezse, uzuvlarını kaybetmek olan bir nihayete erdirir onu. Bu bir örnek yalnızca, bundan milyonlarca farklı örnekler var ve insanlık bunları yaşamakta ısrar ediyor. Rabbime dönmek yerine rezilliği seçiyor. Rabbime tapmak yerine, ona hiç bir etkisi olmayan dünyalık putlara yöneliyor. 


İnsan düşünmek zorunda…. Neydim, ne oldum ve ne olacağım demeli… Yoksa her kötü akıbetin sonunda, kaderim buymuş demek çözüm değil, yanlışta… Kader, ancak kendim ettim kendim buldumun karşılığıdır. Allah kimseye zülüm etmez. 


Bir iyilik görürseniz benden, bir kötülük görürseniz kendinizden bilin diyor Rabbimiz…Neye sahipsek, onları en doğru biçimde kullanmakla sınanıyoruz, bilesiniz. 


Saffet Kuramaz  

( Kendim Ettim Kendim Buldum Demeli İnsan başlıklı yazı safdeha tarafından 27.11.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu