Ahmet AYAZ
Gaziantep Güneş Gazetesi 23 Aralık 2021
……………………………………………….
24 yaşındaki şehidimiz Mustafa Fehmi Kubilay’ı, Gaziantep
Güneş Gazetesindeki sohbet köşeme almak için 23 Aralığı zor bekledim. Geçen yıl
ölüm yıldönümünde andığım gibi, bu yılında da,andım ve ömrümce anacağım. Yarın
23 Aralıktır. O’nu ölümünün 91 yıl dönümünde saygı ve rahmet ile anarken, O’nun
kim olduğunu, nasıl şehit edildiğini saygı değer okurlarım ile paylaşmayı
kendime ödev olarak düşündüm. Acısı yıllarca içimde saklı durur. , Şunu da
hatırlatmak isterim. Şehidimizin adı şimdiye kadar gerekse Kozanda, gerekse
Adana’da, İzmir’de yok ise, bu bir eksikliktir. Hatırlatıyorum devlet
yetkililerimize. Lütfen adını bir yerlerde yaşatsınlar diyorum.
1906';da Kozan';da doğdu. Ailesi
Giritliydi. Baba adı Hüseyin, anne adı Zeynep';tir. Mustafa Fehmi Kubilay 1930
yılında öğretmen olarak İzmir';in Menemen İlçesi';nde asteğmen rütbesiyle
askerlik görevini yaparken 23 Aralık 1930';da Derviş Mehmet';in başında olduğu
bir grup şeriatçı tarafından öldürüldü.
NASIL ŞEHİT EDİLDİ?
1930 tarihinde Şeyh Sait
İsyanı';ndan sonra meydana gelen en büyük şeriatçı eylem olan ayaklanma, 23
Aralık 1930 yılında Menemen';de patlak verir. Şeyh Esat';ın, Nakşibendi
tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz İbrahim tarafından yönlendirilen,
Manisa tarafından gelen Derviş Mehmet ve arkadaşları Menemen';e doğru yola
çıkar.
Derviş Mehmet ve adamları, sabah
namazından önce külahlı ve cüppeli olarak Menemen’e gelirler. Müftü Camii’nde
sabah namazını kılarlar. Namazdan sonra, Derviş Mehmet kendini Mehdi olarak
tanıtır, dini korumaya geldiğini, yetmiş bin kişilik Halife ordusunun da yolda
olduğunu cemaate söyler. Müezzin de, minareye çıkıp aldığı müjde şerefine bir
el ateş eder. Derviş Mehmet, camideki yeşil bayrağı alıp, öğleye kadar bu
sancağın altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini bildirir. Yeşil
bayrağı, hükümet meydanının ortasında açtıkları çukura dikerek çevresinde
tekbir getirmeye, zikir yapmaya başlarlar. Bazı Menemenliler de buna katılır.
Derviş Mehmet bunun üzerine daha fazla ve tehditkar çağrılar yapmaya başlar.
Bir jandarma erinin olayı görmesiyle, jandarma yüzbaşı olay yerine gelir.
Toplanan kalabalığa tavsiye vermekten başka elinden bir şey gelmez. Tavsiyeleri,
isyancılara işlemez. Jandarma yüzbaşı, piyade alayına telefon ederek haber
verir.
Telefonu alan Alay Komutan
Yardımcısı, Asteğmen Kubilay';ı olaya müdahale etmekle görevlendirir.
Alay Komutan Yardımcısı, Asteğmen
Kubilay’a bir müfreze verir. Asteğmen Kubilay silahsız, müfreze de gerçek mermi
yerine, manevra fişekleri (yalnızca ses çıkartan eğitim kurşunları) ile olay
yerine hareket eder.
Kubilay, müfrezeyi arkasında bırakıp
tek başına Derviş Mehmet ve adamlarının yanına gider. Asteğmen Kubilay, Derviş
Mehmet';i teslim olmaya çağırır. Fakat Derviş Mehmet';in destekçilerinden
birisi, Asteğmen';e ateş eder. Yaralanan Kubilay, caminin avlusuna doğru koşar
fakat orada bir kurşun daha yer. Müfrezenin başındaki çavuşlar sadece ses veren
tabancalarıyla ateş etseler de bu gericileri daha çok cesaretlendirir.
Kendilerine kurşun işlemediğini sanan grup bunu da propaganda çağrısı haline
getirir. Ellerinden bir şey gelmeyen çavuşlar da bu sırada kaçar. Bunun üzerine
Derviş Mehmet hala hayatta olan Asteğmen Kubilay';ın başını keser. Bu olaya
bazı Menemenliler alkışlarla ve tekbirlerle destek verir. Kana susamış gerici
grup, Asteğmen Kubilay';ın kesik başını bir sancağın sopasına bağlar ve
nidalarına devam eder.
Olay yerine koşan Bekçi Hasan ve
Bekçi Şevki';de açılan ateş sonucu öldürülür. Daha sonra askeri birlik olay
yerine gelir ve teslim olun çağrısı yapar. Fakat kendilerine kurşun
işlemediğini düşünen gerici grup teslim olmayı kabul etmez, çatışma çıkar.
Derviş Mehmet ve birçok kişi ölürken bazı isyancılar kaçmayı başarır. Böylece
isyan sona erer.
Menemen isyanında Atatürk';ün verdiği tepki de oldukça sert
olmuştur. Olayı ilk duyduğunda bu bölgenin haritadan silinmesini emreder fakat
daha sonra fevri kararını geri çeker. Atatürk';ün, 28 Aralık 1930 tarihli orduya
gönderdiği başsağlığı telgrafında, “Mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında
Menemen';deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkar bulunmalarının bütün
cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadise” yazar. Şehidimiz
ışıklar içinde uyusun