Ey Kutlu Peygamber
Bu eser nasıl doğdu. Süleyman Çelebi’nin mevlidine oldum olası hayrandım. Hele onun eserinin asıl adının Vesile’t-ün Necat/Kurtuluş Vesilesi olduğunu öğrenince içimden böyle bir kurtuluş vesilesi eser yazmak geçti. Askerliğim yaklaşmıştı. Anakara Hasanoğlan Atatürk Anadolu Lisesinde öğretmendim. Geceleri yalnız başıma oturuyor stres atmak için kitap okuyor, şiirler yazıyordum. Tam böyle bir ortamda oluştu bu şiirler. Her gece bir tane yazıyordum. Gençken ben o mevlidi düğünlerde ve ölüm yıl dönümlerinde kalabalıklara babamla birlikte hem de Osmanlıca baskısından okurdum. O günleri hayal ederek şuuraltım bana böyle bir hediye vermeye hazırdı. Ayrıca Necip Fazıl’ın Esselam’ını çok sevmiştim. Erzurum’da öğrencilik yıllarımda bu eserin çağdaş bir mevlid olduğunu anlatıyordu MTTTB’deki seminerinde Mehmet Kahraman-yanlış hatırlamıyorsam-. İşte yıllar sonra ortaya çıktı bu eser. Tabii bu eser o iki eser yanında adı bile edilmeyecek mütevazilikte. Ayrıca Nurullah Genç’ın Yağmur adlı eseri de beni etkiledi. İşte bütün bu etkilenmeler bu eserin ortaya çıkmasına sebep oldu.
EY KUTLU PEYGAMBER
Ey kutlu peygamber
Ne mutlu bize
Seni bildik ve tanıdık
Ne mutlu bize
Sen bizim ayımızsın
Karanlık gecede
Sen bize müjdecisin
Üzüntü günümüzde
Sen bizim güneşimizsin
Kıyamet saatinde
Ey kutlu peygamber
Ne mutlu bize
Ey kutlu peygamber
Ne mutlu bana
Ülfet ettin sen
Bu kölenle
Ey kutlu peygamber
Gözettin ümmetini
Ey kutlu peygamber
Ne güzelsin sen
O eşsiz tebessümünle