GİTME
Şairin şiara ihtiyacı
var
İnancımı talan edip de
gitme
Dertlinin dermana
ihtiyacı var
Sönen alevimi yakmadan
gitme
Şakıyan bülbülün avazı
kısık
Sükûtun zinciri seslere
âşık
Demli şarkıların notası
kırık
Tıkanmış sesleri
açmadan gitme
Göğsüme mıhlanmış bu
yalnızlığım
Sebepsiz hüzünler,
arsız telaşım
Vuslatın umudu bir tek
sırdaşım
Baharımı güze çevirip gitme
Yüreğim ayazdır yangın
içinde
Soğumuş vücudum çıplak
gölgende
Sönen alevinin kara
isinde
Beni boşluklara atıp da
gitme
Şiir olup yağdın bitkin
avluma
Amansız kar yağar vurur
başıma
Silüetin geçer durur
karşımda
Yalan gülücükler
dağıtıp gitme
Buz kesmiş vücudum,
kabarır yürek
Birkaç boynu bükük vaat
ve emek
Birikmiş “hiç”lerim
demirden bilek
Geçmişi yüzüme çarpıp da gitme
Alevler içinde köz
olmuş sözüm
Gün yüzüne çıktı
sıkışan hüznüm
Küf tutmuş günlerim
ediyor zulüm
Yandığımı görüp esmeden
gitme
Çölün ortasında susuz
kalmışım
Duyulmaz yakından
haykırışlarım
Sıcak bakışına
aldanışlarım
Güneşin altında üşütüp
gitme
Hayalim sallanır
yırtılır sesim
Suskunluğum susar lal
olur dilim
Dans eder çığlığım
kısık iniltim
Sözlerimi kesip ses
olup gitme
Birkaç yırtık resim,
gözler çaresiz
Titrek adımlarım,
yollar belirsiz
Beni buralarda bırakma
sensiz
Toprağa zamansız düşüp
de gitme