Emekli misiniz? O zaman zırt pırt bu sorulara muhatap olacaksınız. Kaçın kaçındansınız, hangi basamaktan emekli oldunuz ? San ne beraber mi yiyeceğiz emekli maaşını? Bitmez bu emeklilerin emeklilere, birde, normal vatandaşların emeklilere soruları. Daha neler neler...
Nerede çalışıyordun? Ha iyi bizim de orada bacanak çalışırdı aynı yerde. İyi de bacanağını filan tanımıyorum. Tanımak zorunda mıyım? Üç bin kişi var aynı kurumda. Hem ben emekli olalı on altı sene oldu kimse kalmadı eskilerden. Böyle sürer gider bu muhabbetler.
Vayyyy! Demek Bağ Kur emeklisisin. Kaçıncı basamak? Sana ne, sana neeeeeee! Kaç lira alıyorsam alıyorum. Allah devlete zeval vermesin, alıyoruz işte bir şeyler. Sen de SSK emeklisisin, ben sana soruyor muyum, kaç lira alıyorsun diye... Emekliyiz işte, emekleye emekleye yaşamaya çalışıyoruz, daha var mı ötesi... Yetiyor mu maaşımız? Yetiyor ya da yetmiyor, işte bir şekilde yetirmeye, kimselere muhtaç olmama gayretindeyiz.
En güzel emekli maaş zammını rahmetli Erbakan Hoca'nın zamanında almıştık, şimdilerde onun gibi zam yapan olmadı, olmadı vallahi... Haklısın, biz o zaman daha emekli olmamıştık, prim ödüyorduk, şakır şakır.
Sen Emekli Sandığı emeklisisin, kıdem tazminatı da almışsındır. Aldım, aldım, onu da almaz olaydım. Bu kadar zırt pırt, her görüşte bunu soracağını bilseydim almazdım. Bir daha dünyaya gelip de emekli olursam, kıdem tazminatı almayacağım, sırf sen sormayasın diye...
Ne güzel hem kendin, hem de babandan emekli maaşı alıyormuşsun. Kocayı boşamışsın ama, aynı ev de oturuyormuşsunuz. Oluyor mu öyle? Biraz fazla uyanıksınız siz galiba... Komşular ya da birileri ihbar etmezse sıkıntı yok. Resmi nikahtan boşandık da imam nikahımız duruyor. Öyle de oluyor o zaman...
Yetmiyor değil mi maaş? Yetiyor ya da yetmiyor, kimi ilgilendirir? Yetiyorsa çok şükür, yetmiyorsa da kimselerden borç istemedim, ona da şükür. Az alıyoruz diye de hiç bir zaman yaşadığımız topraklara ya da devlete küfretmedim de küsmedim de... İşte böyle genelde emekliler arası muhabbetler...