Ne istersin ki gönül
Gökkuşağına doğmuş gözlerin
Anca alışmıştı siyaha
Usul usul örten gecene
İlmek ilmek örmüştün kâbuslarını
Atkısı yalnızlık çözgüsü yenilmişlik, ipinin,
Uykusu satılmış sabaha
Kiralıktı sahibinden düşlerin
Umudu erimişlere, mum alazında
Anahtar deliğinden belli belirsiz sızan
Ayazın kavurduğu, savurduğu tipinin
Ne istersin ki daha gönül
Gecene göz etmiş işte uzaktan bir yıldız şimdi
Kaynakçı şeraresi gibi almış bebeğini kucağından
Kapağına batıp duran gözünün
Yeter işte sana
Onca mesafeden nasıl seçsin seni
Hangisi savruk, muhtaç olan kimdi
Yıldız bu,
Sırnaşan Herkese kırpan gözünü,
Başını kaldırıp avare huzme arayan
Sana da değdi ya gönül, şavkı
Ne istiyorsun ki başka
İster tesadüfe yor, dünyayı tarayan
İster himmetinden sebeplenmiş aşka
Bu, görme merkezindeki mehdi,
Yalnızlık senfonindeki tek şarkı
Ne istiyorsun
Ne daha