Ahlaki Yozlaşma 2 Havuzlu Siteler

Şimdilerde moda havuzlu siteler. Eğer apartmanların ortasında kadınlı erkekli yüzmeye müsait havuzlu siteler varsa fiyat birden bire üçe beşe hatta ona katlanıveriyor, 100 binlik bir dairenin fiyatı milyonları buluyor 
Yeni trend bu. Müteahhitler yatırımlarını bu yolda yapıyor. İster dindar olsun, ister liberal, ister solcu-laik, isterse ateist hepsi havuzlu sitelerden yana kullanıyor tercihini. Bu müteahhitler için olsun böyle, müşteriler için de. Hiç bir şey değişmiyor. 
Geçenlerde bir hısımımız Cami önünde bana anlatıyor: Evimin önü havuz. Kadınlı erkekli çıplaklar yüzüyorlar, bir de bana laf atıyorlar:(Burada kendi dindarlığına pay çıkarıyor.) ‘Bu Hacı Amca bize kızar ‘diyor ‘Bastonuyla bizi kovalar.’ 100 dönüm arsasını 100 daire karşılığı müteahhide vermiş. Daireleri oğullarına bölüştürmüş. Büyük bir çoğunluğunu da kendine ayırmış. Şimdi şikâyet ediyor. Sakalına bakmadan, utanmadan, arlanmadan, tercihinin inançlarıyla bağdaşıp bağdaşmadığını düşünmeden, tartışmadan, yaptığının yanlış olduğuna en ufak bir tereddüt beslemeden anlatıyor. Sanki günah çıkarıyor huzurumuzda. Sanki dinimiz Hristiyanlık. Sanki biz günah çıkaran papazlarız. Aslında susturduğu vicdanının son ateşlerine kül serpiyor. 
Yerini kat karşılığı üç kuruşluk dünya menfaati için böyle ahlaksız yapılaşmaya veren Hacı acaba ahirette bunun hesabını nasıl ereceğini düşünüyor. O çıplakların arasından geçerek Camiye gidip cemaatle namaz kılmakla Cennete girivereceğini mi zannediyor zavallı Müslüman? Bu yapılaşmaya ortak olmakla yerini genele eve bağışlamak arasında ne fark vardır acaba ey hacı efendi? Bunu hiç düşündün mü? Bu kararın için hiçbir Âlim kişiye danıştın mı? O ne gerek var. Sen zaten tüm Âlimleri cebinden çıkarırsın. Kendinden başka dindar kimse de tanımazsın. Cehenneme hiç mi hiç girmeyecek, Cennete bütün kapılardan buyur edilecek tek kişi de sensin. Eee geriye ne kalıyor? Bu durumdan da nefsine pay çıkarmak. En ufak olaydan kendine pay çıkarırsın ya bu olayı da nefsinin fazilet hanesine yaz. Nefsini büyüt, büyüt, büyüt. Dev kadar olsun ve günü gelince seni yutsun. İmanını yok etsin. 
Oysa İslam nefsi yok etmek üzere kurulmuştu. Gurur sebebi olan ibadettense üzüntü ve pişmanlık sebebi olan günahı yeğ tutan bir dinin mensubu böyle mi olmalıydı? Ama oldu işte. Günümüz Müslümanı bu. Aynı adama onca mirası bırakan zatın imamın arkasını kapmak için başka bir yaşlıyla kavgasına da şahit olmuştum da hayretler içinde kalmıştım. 
İşte dünün Müslümanı işte bu gün onun nesli. İşte Müslümanın acıklı hali. İşte hal-i pür melalimiz. İşte adım adım yuvarlandığımız çukur. Zenginleştikçe duyarlılıklarımız törpüleniyor. Nerede Müslümanlık, nerede İslamcılık. Dünün İslamcıları bu gün modernlikte en önde yarışıyor. Evlerindeki eşyadan tutun, arabaya, yılsonu tatillere, eğlencelere, pikniklere kadar, yazlık edinmelere, tatil köylerine kadar her şey derin bir dünyevileşmenin izlerini taşıyor. Bir de giyim kuşam tarzımızdaki gidişata bakın isterseniz. O alanda da laik ve liberal kesimden bir farkımız kalmamış. Bu gidiş hayra alamet değil. Yalnızca söylemlerimiz farklı. Dün Kudüs’te yerlerini Yahudilere satıp bu gün vatansız kalan Filistinlilere dönmüşüz. Yarın elimizde kalan son toprak parçalarından da kovulacağız. Hoş kovulmasak ne olacak onların kulakları sağır eden ve öz yuvamızı tehdit eden tam tamları yüzünden kaçarak terk edeceğiz yurtlarımızı. Filistinliler kadar bile direnemeyeceğiz. 
Bu gaflet ne kadar devam edecek. Gelişen yangının, yaklaşan tehlikenin farkında mıyız? Dün yana yakıla şikâyet ettiğimiz şeyleri az bir menfaat karşılığı elimizle tesis ediyoruz. Kendi Cehennemimiz kendimiz alevlendiriyoruz. Eh siz bu cehenneme Cennet diyorsunuz zaten evinizin camından baktığınızda çırılçıplak hurileri seyrediyor, Gilmanları temaşa ediyorsunuz. Daha ne olsun. Cennet dediğin de bu kadar olur. Bir hikâyecik anlatarak yazıyı bitireyim. Aynı adamın oğlu benim düğün cemiyetime gelemeyişini pikniğe gittikleri için gelemediğini bildiriyor, mazereti kabahatinden büyük olan bu zavallı bu özrü ile beni ne kadar yaraladığının farkında bile olmuyordu. Pikniğe giden eşi benim akrabamdı. Yeni aldıkları arabayı da almış gitmişlerdi. Güya bana onu şikâyet ediyor suçu üzerinden atıyordu. Aynı kişinin kız kardeşi de çocuklarının tatile gittiğinden bahisle gelemediğinin mazeretini beyan ediyor benden cenazelerinde benim de tatile gideceğimi işiterek karşılık buluyordu. 
Düşündüm bunların babası da ailede aykırı bir tipti. Sosyetenin hayatına özenmekten dolayı küçük kızı genelevlere düşmüş annesinin kahreden bir ıstıraba düşürmüştü. Ne demişler armut dibine düşer. 
Haydi hayırlısı. Allah gidişimizi hayra döndürsün yoksa hiç iyi olmayacak sonumuz. 




Ahmet Kemal


( Ahlaki Yozlaşma 2 Havuzlu Siteler başlıklı yazı EDİP GÜL tarafından 21.11.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu