Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
Birkaç hafta önce eleştirel düşünme ahlakı üzerine bir yazı kaleme almıştık. Ama konu uzun olduğu için bir makalede bitiremedik. Bu hafta kaldığımız yerden devam edeceğiz. Bu konuyu birkaç seri de paylaşmayı düşünüyorum. Geçen hafta; Eleştiri nedir, nasıl yapılır, şahsa mı yoksa davranışa mı yapılır, eleştiri yaparken nelere dikkat etmeliyiz? sorularına cevap bulmaya çalıştık. Bu hafta ise eleştirel düşünen insanların özellikleri nelerdir? sorusunu cevaplayacağız.
Eleştirel düşünen insanların birçok özelliği vardır. Biz bunlardan birkaçını sıralayarak maddeleyelim.
1- Şahsın Değil, Hakikatin Peşindeler: İnsanların ağzından çıkan sözler hakikate uygunsa kabul ederler, hakikata uygun değilse kabul etmezler. Şahısları değil, hakikati önemserler. Bunun için Hasan el-Benna der ki: “İslamda şahıslara itaat ancak hakikate uygun konuştukları müddetçe kabul edilir.”
2- Açık Fikirlidirler: Kendi düşüncelerinden başka bütün düşünceleri/davranışları dışlamazlar. Tek doğru vardır, o da benim gibi düşünmezler. İnsanların kendisine söyledikleri şeyleri dinlerler. Kendisini eleştirenleri “fikri veya davranışsal açıdan tekfir (dışlamazlar)” etmezler. Konuyla ilgili bir misal vermek istiyorum: Hz. Ömer halife olduğunda halka bir konuşma yapıyor. Ben hata edersem siz ne yaparsınız şeklinde bir soru yöneltiyor ve muhteşem bir cevap geliyor: “Ey Ömer! o vakit sana nasihat ederiz. Nasihat edince ya yanlışından dönersin ya da yanlışından dönene kadar kılıçlarımızla seni düzeltiriz.” Hz. Ömer bu cevabı alınca çok memnun oluyor ve Allah’a hamd ediyor.
3- Esnektirler: Yeni ve doğru fikirlere karşı esnektirler. Hemen inkar etmezler, kendilerinin hata edebileceğini ve muhatabının haklı olabileceği düşüncesini göz önünde bulundururlar. Esneklik, ilkesizlik demek değildir. Esneklik, kişinin bağnazlığını önler ve muhatabının düşüncelerini önemsemeyi, onun da haklı olabileceğini hatırda tutmayı sağlar.
4- Kendilerinin Farkındadırlar: Bu tarz insanlar kendilerini sürekli sorgularlar. Kendi doğrularını, yanlışlarını teraziye koyarlar. Zaaflarını bilirler, bu zaafları tamir etmeye çalışırlar. Eleştirel yaklaşımlarını sadece dışarıya karşı yapmazlar. Bu yaklaşımı en fazla kendilerine yaparlar ve hakikate uygun insan olmaya çalışırlar.
5- Bir İddiayla Karşılaşınca Kanıt Ararlar: Bir olayla karşılaştıklarında duygusal davranmazlar ve olayla ilgili kanıt isterler. Önlerine getirilen kanıtı da hemen kabul etmezler. Önlerine getirilen bu kanıt, delil olarak kabul edilir/edilmez mi şeklinde düşünürler. Çünkü; delil olarak getirilen her şey delil olarak kabul edilmez. Bazı deliller vardır ki, delil olarak kabul edilmezler. Delilin geçerli olması için aşağıdaki sorulara cevap vermiş olması gerekir.
a- Konuyla ilgili delil var mı?
b- Bulduğum delilin olayla bir ilgisi var mı?
c- Bulduğum deliller, olayın anlaşılması için yeterli sayıda mı?
d- Bulduğum delil (sayısı fazla da) yeteri kadar güçlü mü?
e- Kanıtlara duygusal olarak mı yaklaşıyorum, hakikate uygun mu yaklaşıyorum?
f- Elimde mevcut olan deliller ile zıt olan delilleri dikkate alıyor muyum?
Bu soruların süzgecinden geçmeyen delil, delil olarak kabul edilmez. Sadece bir varsayım olur, varsayımlar ise hakikat olarak kabul edilmez. Konuyu bu haftalık burada bitirelim. Bu konuyla ilgili birkaç makale daha yazacağız inş.
Mücahit GÜLER
(
Eleştirel Düşünme Ahlakı 2 başlıklı yazı
fikirsungeri tarafından
9.12.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.