takvimler geleceğe koşmasa
öylece durup ıssız bir dağ misali
sislerin içinde kaybolup soğusa
ve geçmişe uzanıp her sokak başında
geleceğim anı bekleyen
çocuk yürekli bir ismin elinden tutsam.
sonra koşarak bir bilinmezliğe
önüme çıkan her kapıya
nedensiz yumruklar savursam
ve ardımdan bakan her gözde
karalanan adımı gülümseyerek unutsam.
sonra yorgun düşüp
topraktan bir yatağa uzansam
üşüyorum diye güneşi değil,
dondurucu karları,
ıslatan yağmurları özlesem.
ve sen çıkıp gelsen
ama sen olduğunu bilmesem.
ansızın kapım çalınsa
ve sen diye uyansam
yarım kalmış her düşten
ve çalan kapıda sen olduğunu bilmesem.
ayrılıktan dizeler sunsam yüreğine
akan gözyaşlarını izlesem acıyarak
dokunmak isterken kırılsa ellerim
sonra gözlerin dolaşırken kalbimde
düşen her yaprağa adını sayıklasam.
ve ellerimi uzatıp bir şiire
sana dair yazılanları okusam.
ıssız tebessümlerinde hatırlayıp her anı
geleceği olmayan bir zamanı anlatsam
ve unutup gözlerinde yaşamayı
tebessümlerle bekleyen bir sona koşsam…
 
//s..d
( Dilek Kipi başlıklı yazı serdar-dogan tarafından 17.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.