Olmayan Sevgiliye Yazılmamış Mektup
Herkesten ve her şeyden önce geçen Cumartesi olanlar için senden özür diliyorum. Saçma sapan bir duyguyla bir anda her şey gözüme mantıklı göründü işte. Bir daha seni zor durumda bırakmayacağıma söz veriyorum.
Her şeye rağmen zamansız da olsa kötü bir şey olmadığını düşünüyorum yaptığımın. Sevgi sevgiliye verilen bir hediyedir. Ben sadece sana sevgimi hediye ediyorum ve karşılığında da senden sevgini istiyorum. Bunu yaparken de elimden geldiğince seni incitmemeye, rahatsız etmemeye çabalıyorum. Ama bazen istemeden de olsa üzüyorum seni. Kabahatimi affedecek büyüklüğü göstereceğinden şüphem yok. Ne yaptıysam sevdiğimden yaptım.
Bir haftadır sınıfa kapanmış elindeki –resmi, mektubu yada sen nasıl görüyorsan- kağıdı hazırlamak için uğraşıyordum. Bilemezsin nasıl seviyorum böyle kapanıp sırf senin için ne olursa bir şeyler yapmayı. O yüzden olur da bir gün ararsan beni – ki uzun bir süre bunu hiç ummuyorum- sınıfta bir başıma oturmuş ya bir şeyler okuyorum, ya yazıyorum ya da bir şeyler çiziyorumdur.
Fakat ne kadar yazarsam yazayım, ne kadar çizersem çizeyim gene de seni layıkıyla anlatamıyorum. Ve ne kadar çok seversem seveyim gene de sevgim sana layık olamayacak kadar küçük kalıyor. Sen bir meleksin. Bir melek kadar masum ve günahsızsın. Ne kadar hayalperest ve imkânsız... Ne tuhaf ben bir meleğe mektup yazıyorum ve belki de en önemlisi ben bir meleğe giderek daha çok, giderek vazgeçilmez ve geri dönülemez bir tutkuyla âşık oluyorum. Muhtemelen seni hiç kimsenin başka bir kimseyi sevemeyeceği kadar büyük bir sevgiyle seviyorum...
Öyle bir sevgi ki bu bendeki hani açarsın da radyoyu kanal kanal gezersin, boş boş gereksiz detaylarla reklâmlarla karşılaşırsın. Sonra birden onca seçeneğin içinde bulursun aradığın müziği. Ardından uzun ince uzanırsın yatağına, koyarsın başını yastığa, kapatırsın gözlerini. Aradığın, beklediğin eş ruhun geliverir yanı başına. Her melodinin arasında, her cümlenin anlamında görürsün ya onu. İşte ben seni öyle düşünüyorum, öyle görüyorum, öyle söylüyorum ve her şarkıyı sana öyle yakıştırıyorum. Bu yüzden kulaklarım sancıyana kadar seni dinliyorum her anımda.
...... Artık boş zamanı kalmadı düşüncelerimin. Çünkü sen dolduruyorsun her anımı. Artık zaman bile yetmiyor seni düşünürken. Keşke diyorum bazen günün sonundu bedenime yorgun düşmesem de gün doğana kadar seni düşünsem, sadece ikimizin olduğu hayallerle doldursam ceplerimi. Hep benden uzaklara bakan yüzün, aklımın durduğu yerde başlayan, altın saçlarının ardına gizlenmiş, çoğu kez buğulu zümrütleri andıran su yeşili gözlerin hiç gitmese gözlerimin önünden.
Ama ben hissedebiliyorum. Nasıl ki seni hiç tanımadan muhtemel seçeneklerin arasından ismini doğru hissedebilmişsem bunu da öyle hissedebiliyorum. İçinde bir yerlerde yüreğinin uzak ve belki de tenha bir köşesinde bana ait bir ateşin cılız cılız ama koca bir yangına hazır ateşini görebiliyorum. İçinde bir yerlerde ben varım bunu biliyorum. Sendeki beni görmek istersen eğer acemi parmaklarımla kazıdığım ismini bir de baş aşağı oku. Ben ancak seninle bir bütünüm. Bir sen var bende senden farklı. Bir ben var sende benden ayrı. Kabul et artık tıpkı benim gibi tutamıyorsun sende sevgi dolu kalbini.
Sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığıyla haykırdığım adınla ......
(
Olmayan Sevgiliye Yazılmamış Mektup başlıklı yazı
suleyman-kor tarafından
18.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.