MÜTEAHHİT OLSAYDIM!
"Herkes adaletten yana olduğunu söyler. Ama ihtiyaç duyulan şey adalet uğruna kendi çıkarlarımızdan vazgeçebilecek ahlaka sahip olmaktır." Bu sözü okumuştum bir yerde. O günden beri bu söz üzerinde düşünüyorum.
Nasıl anlatabilirim vicdan adaletini dedim kendime, güncel konumuz deprem çünkü. Çürük binalar, yetim çocuklar, yıkım, enkaz, yaralı ve ölümlü büyük derin acılar.
Bir müteahhit olsaydım! Nasıl olurdu adaletim, diye düşündüm. İnşaatımı verdiğim işçilerimi üst, alt, yetkili, yetkisiz demeden inşaat öncesi toplar derdim ki, bizler hep birlikte insanların güvenle oturacağı veya çalışacağı ya da çocuklarının okuyacağı yerler yapıyoruz.
Hep birlikte, nelere dikkat edeceğiz desem neler anlatırsınız bilmek isterdim.
Ben size anlatacağımı iyi dinleyin. Kullanacağımız malzeme ve işçilik kendimizin oturacağı ev gibi, bizim çalışacağımız yerler gibi, bizim çocuklarımızın okuyacağı okullar gibi olması gerekmez mi? Evet ise öyle çalışın ve öyle sağlam yapın. Gözünüzün önüne kendiniz, sevdikleriniz gelsin. Enkaz altında kalmış veya ölmüş gibi hissedin.
Depremde enkaz altında kalmayalım, ölmeyelim diyerek dürüst çalışın. Harcını öyle karın. Duvarını öyle örün. Temelini ve kolonları sağlam yapın. Demirini eksik kullanmayın. Sarsıntılarda yıkılmasın, çökmesin. Kum gibi dağılıp enkaza dönüşmesin.
Kendimize ve sevdiklerimize mezar olmasın. Böyle düşünün.
Ölümü, hesap gününü unutmayın. Her insan her can ölümü tadacaktır. En kötü ölümleri hayal edin, edin ki hata yapmayın. Hepimiz için geçerli bu. Kimse ölümsüz değil ve kimse hesapsız sorgusuz kazanamaz cenneti.
Cennet önce ruhunuzda kalbinizde var olsun. Olsun ki adalet, vicdan ve merhamet dolsun içinize. Bir müteahhit değilim lakin bir müteahhitin yaptığı evde ikamet ediyorum. Üstelik birinci derece deprem bölgesinde.
Yüreğiniz insan olsun, cebinizi haksız kazanılan paralarla doldurmayın. Çalarak kazandığınız size hayır vermez. Helal olsun kazancınız. Babam derdi ki; “beş kuruş haram girse cebime bin misli çıkar gider cebimden.”
Boş tutmayın yüreğinizi, sevgi, vicdan merhamet zaten olmalı her yürekte. Ruhunuzu tıka basa doldurun adaletle. Çalan çırpan müteahhitler yüzünden nice canlar ölmedi mi? İnsanlar enkaz altında kalmadı mı?
Dışı makyajlı binalar yaptınız, beton olması gereken yerlere köpük bastınız kandırdınız insanları. Hak aldınız, ah aldınız. Devletin kurallarına uymadınız. Allah görüyor demediniz. Yıkılırsa hesabı çetin olur diye düşünmediniz.
Para ille de para dediniz.
“Yaptığın binanın bir dairesinde sen oturmuyorsan almam o daireyi” demeli oradan ev alacak olanlar. Kendisi, oğlu, kızı, bir akrabası canından kıymetli birileri olmalı illaki. Orada oturmalı binayı yapıp satanlara, bu şartı koşmalı. Takipçisi olmalı belediyeler üst yetkililer. Bir yıl üç yıl, ya da beş yıl veya daha da fazla.
Mülkün sahibi Allah'tır. Unuttunuz.
Allah için yapsaydınız o binaları çürük mü yapardınız? Neden Allah'ın rızasını almak için, olması gereken gibi yapmadınız? MÜTEAHHİT DEĞİLİM! HÂKİM DE SAVCI DA DEĞİLİM! YÜREĞİ ENKAZ ALTINDA KALAN ÜLKEM İÇİN İÇİ YANAN, İNSANIM İÇİN AĞLAYAN BİRİYİM! Sizce, anlatabildim mi dürüst çalışması gereken inşaat işçisini ve inşaat sahibi müteahhidi.
Böyle yazdım yüreğimdeki adaleti...
13. 02. 2023
Kalb'i Hazan