Ellerim Bomboş
Geceyi aydınlatan gaz lambaları vardı eskiden. Elektiriğin olmadığı zamanlarda ve ulaşmadığı yerlerde...

Gaz lambasının karanlığı hafiften titrek titrek aydınlatan ışığı altında; gaz kokusu eşliğinde oturulurdu akşamları. Bazı akşamlar bu ortama radyo da eşlik ederdi.

O kadar saat gaz lambası altında nasıl oturulur diye merak etmişsinizdir şimdi. Gaz lambalı akşamlarda erken yatılırdı o kadar uzun oturulmazdı tabiki.

Elektriğin gelmesiyle gecelerin bu kadar aydınlatılması şimdi iyi mi oldu bilmiyorum.

Dünün en gerekli eşyaları bugün için nostalji oldu.

Her yeni icat beraberinde nostalji veya eski eserlere sebep oluyor. 
Hayat hızla geçiyor, hemde hızla değişiyor. Bu hızlı değişen hayata yetişebilmek mümkün mü?

Yetişmek için acele etmeyin. Hayatınızı yaşayın. Ve usul usul, yavaş yavaş yaşayın hayatı... Severek, görerek, okuyarak, anlayarak, öğrenerek, hissederek yaşayın.

Yetişmeye çalışmak insanı yorar. Hiçbir şeye yetişemediğiniz gibi pek çok güzelliği, sevgiyi, inceliği, sükuneti, sanatı huzuru da kaçırırsınız. Geriye sadece yorgun, gergin, mutsuz ve de huzursuz biri olarak kalırsınız.

Belki de dilinizde " Ellerim bomboş, yüreğimde bir sızı,
Ateşe atılmış bir demir gibi kor hala,
Ellerim bomboş, gözümde yaşlarla;
Güneşin kavurduğu bir çöldeyim..."  şarkısı mırıldanır durur...
( Ellerim Bomboş başlıklı yazı DüşTerzisi tarafından 14.02.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.