Odysseus Anlaşması
Farklı koşullarda farklı insanlar oluruz.
Ne kadar iddialı bir cümle değil mi? Üstelik bizi itham ediyor.
Ne demek farklı insanlar olmak? Ben aynı ben değil miyim? Ne yani her birimizin farklı kimlikleri mi var ruhumuzda? Evet koşullar, şartlar değişince kişiliğimizin de değişme ihtimali var.
Aslında bu söz hayat kurtaracak kadar önemli bir sözdür. Nasıl mı?
Bazen bir müziğin büyüsüne kapılırsın ya...
Bazen de bir şiirin bir hikayenin ya da bir filmin büyüsüne...
Bazen de ürün pazarlayıcı veya reklamcıların büyüsüne kapılırsın...
-Çoğu insan bunun farkına bile varmaz-
Bazen de bir aşkın büyüsüne kapılırsın bambaşka birine dönüşürsün...
Örnekler çoğaltılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken şimdinin veya bazı yaşanılan anların etkisiyle, o an verdiğimiz bir kararla önceki kişiliğimizden farklı bir kişiliğe dönüşmemiz.
Şimdinin gücü vardır. Şimdi oluşturulan bir heyecan, bir duygu bir istek sizi o an farklı bir kişiliğe büründürür ve ömür boyu sizi etkileyecek bir karar vermenize, iş yapmanıza, alışveriş yapmanıza veya bir büyüye kapılmanıza yol açar.
"Keçiyi yardan uçuran blr tutam ottur" demiş atalar. O an o otu yemenin iştahı keçiyi tehlikeye karşı gözünü kör etmiştir. Kendi hayatını sonlandıracak anlık bir karar vermiştir.
Her insanın kendine göre farklı bir tutam otu vardır. O otla karşı karşıya kalmak o an bizi farklı biri yapabilir.
Asıl mesele o otlardan biriyle günün birinde mutlaka karşılaşacak oluşumuzu bilmek ve önceden bu durumda nasıl bir tavır sergileyeceğimizin hazırlığını yapmaktır.
Konunun başı sonu farklı anlatılandan pek bir şey anlamadım diyen olursa Odysseus anlaşmasını, David Eagleman'ın "Beyin Senin Hikayen" adlı kitabından alıntı yaparak örnek vereyim.
"Truva Savaşı'ndan zaferle çıkmış ve yurduna geri dönmekte olan efsanevi kahraman Odysseus'tan söz ediyoruz. Odysseus, yaptığı bu uzun yolculuğun bir noktasında, gemisinin kısa süre sonra muhteşem güzellikteki Sirenlerin yaşadığı adanın önünden geçeceğini fark etmişti. Sirenler, denizcilerin aklını başından alan büyüleyici güzellikte şarkılar söylemeleriyle ün yapmışlardı. Ancak sorun şuydu ki, Sirenlerin cazibesine karşı koyamayan denizciler onlara ulaşmaya çalışırken, gemileri kayalara çarpıp parçalanırdı.
Bu efsanevi şarkıları dinlemek için Odysseus da dizginlenemez bir istek duyuyor, ancak bu arada kendisi ve tayfasının ölümüne neden olmak da istemiyordu.
Bunun üzerine bir plan yaptı. Müziği duyduğunda, gemisini adanın kayalıklarına doğru sürme dürtüsüne karşı koyamayacağını biliyordu. Sorun şimdiki akılcı Odysseus değil, gelecekteki Odysseus'tu: Sirenlerin müziğini işittiği anda dönüşeceği, aklını yitirmiş bir Odysseus. Adamlarına, kendisini gemi direğine sıkıca bağlamalarını emretti. Kendileri de kulaklarını balmumuyla tıkayacak ve böylece Sirenlerin şarkılarını duymayacaklardı. Gemiyi yönlendirirken, Odysseus'un bütün yalvarmalarını, haykırışlarını ve çırpınmalarını
görmezden gelmek üzere kesin emir almışlardı.
Odysseus, gelecekteki kendisinin doğru kararları verecek durumda olmayacağının farkındaydı. Aklı başındaki Odysseus, bu nedenle her şeyi öyle bir ayarladı ki, yanlış adımı atması artık mümkün olamazdı. İşte bütün bunlara bağlı olarak, şimdiki ve gelecekteki kendiniz arasında yapacağınız bu türden pazarlıklar, Odysseus anlaşması olarak anılagelmişlerdir."
(
Odysseus Anlaşması başlıklı yazı
DüşTerzisi tarafından
31.10.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.