Siz onları dillerinden tanırsınız.
İnsanların dilinden düşürmedikleri şeylere iyi bakın. Evet dikkatli bakın.
En çok ne konuşuyorlar? Konuştuklarının arasına en çok neyi yerleştiriyorlar? İkide bir neye vurgu yapıyorlar?
Bu bir şeyi ispatlamak, kanıtlamak, karşı tarafı ikna etmek ve etkilemek için bilerek veya bilmeyerek yapılan bir ifade şeklidir.
İnsan konuşmasıyla kendini ifade ettiğini düşünür. Ne söylüyorsa öyle olduğuna inanmak ve inandırmak ister çünkü.
Unuttuğu bir şey vardır. İnsanlar konuştuklarıyla değil davranışlarıyla, ahlakıyla yaptıklarıyla kendini ele verir.
Sözüne değil yaptıklarına bakın. Anlattıklarına değil yaşantısına bakın. Diline değil kalbine bakın. Hiç değilse ahlakına bakın.
Bir insan sevdiği, inandığı ve savunduğu değerleri yaşayarak gösterir. Uygulayarak kanıtlar. Eğer yaşantısında, ahlakında, uygulamasında yoksa bu sefer diline dolar. Gönlünden düşürdüklerini dilinden düşürmez olur
Çünkü insan muhtaç olduğu, yoksunluk duyduğu şeyleri ister. Kendinde olmayanı dile getirir. Dile getirdiği, dilinden düşürmediği o şeyler kendinden uzaklaşmıştır çünkü. Başka değerlerle değiştirmiştir. Üç kuruşluk menfaate, üç günlük dünyaya, üç vakitlik hazza değiştirmiştir.
Makamın ihtişamı, şöhretin tamahı, şehvetin hazzı, servetin gücü büyülemiştir onu.
Dindarlığı ahlakında değil dilindedir. İnsanlığı davranışında değil dilindedir. Sevgisi kalbinde değil dilindedir. Hiçbir şeyi yerinde değil dilindedir. Bütün zehri tatlı dilindedir.
Siz onları dillerinden tanırsınız. Dillerinden düşürmediklerinden tanırsınız.