Nazim Beyatli`nin laf ve
lakirti otlaklayan siir talebesi
Necip onun yaninda ayni okulda gidip gelen fisiltilarin gizli
baskan kolu
Hem önünden hem arkasindan yazi tahtasinin ortaligini toza dumana
katan
Parmaklari renksiz tebesir tozuyla,
Müstakbel celileye…
Taaa üsküpten yola cikarak galataya suadiyeye emirgana camlicaya
O tepeden bu tepeye istanbul kazan, sessiz gemiler ve vapurlar kepce..
Dikenli bir tel gibi kokulu elbiseleri hic giyilmemis sahipsiz
rüzgarlara asarak
Seni bu eve ben de nazimsam baba yapmayacagim yakasi yirtikligin
Necip makarasindaki matraga
Acik ara farkla bozgun saran dedikoculuga dil uzatip dirsek
koydugu
Celile
Celile
Celileeeee, hayatini beyatli ugruna olmadik kizaklara cekip kaydirarak
Bilinmezin üfledigi firtinalara fora yana yana kül olan ressam celile…
Rengine kandigi oglunun ögretmeniyle,
Yarali ve yangin türküler henüz dogmamisken nesedin bozlak
sazindan
Gidip döndügü paristen sonra hapisteki oglu icin yakarir yalvarir
Dili damagi yemeden icmeden kesilir
Saga sapar solda kaybolur, istanbul kazan…
Ne bir kol ne bir mendil bütün sessiz gemiler hurda viran
kelepirde mahvolur
Anlamini yitirir divit de kalem de saray burnu da karagümrük
köprüsü de
Dilsiz suskun sinik
Inzivaya siginir
Kahrolur
Kör olur ken celile…
Hic orali degile rindlerin ölmünü yazar ve yatar yahya kemal
beyatli
Vekil forsuna, devlet maasli fiyakasina zerre kadar toz
kondurmayarak
Bilmez tanimazdan gelir oralarda bir yerden poyup savustugu
Izde takipte iz pesi güden Fazil necip hafiye
Nazim hikmetin annesi celileyle hingilim hovardaliik mevzu bahsincesi
Filmin ve fiyakanin sonunu
Kitaplar arasinda solmus kurumus süsenlere birakan
Seyfi Karaca……..Mart / 23