Namuslular Ve Namussuzlar
NAMUSLULAR VE NAMUSSUZLAR
Namuslular ve namussuzlar. İnsanoğlu bu iki kısma ayrılır aslında. Savaşlar da
bunlar arasında, barışlar da. Çatışmalar bunlar arsında olup bitiyor. Bazen bu
iki kesim birbirine karışmıyor da değil.
Bir devlet adamının deyişiyle:’ Namuslular namussuzlar kadar cesur olmadıkça
hiçbir şey düzelmez’. İşte bu namussuzların cesareti ve namusluların
korkaklığı yüzünden başımıza geliyor ne geliyorsa.
İş hayatında da böyle, siyasi arenada da böyledir, sosyal hayatta da böyle.
Hayatın her safhasında insanlar bu iki kategoride sınıflandırılırlar. Hayatları
yalan dolan, çalma, çırpma ile doludur bu namussuzların. Bu namus meselesini
biz cinsellik olarak almıyoruz burada. Sözünde durmak, işini iyi yapmak, iyi
niyetli ve hakkaniyetli olmak. Oysa günümüzde bu değerler ne kadar da azalmış
durumda.
Üstelik bu iki yüzlü, içten pazarlıklı, işi gücü hile ve desise olan insanların
sayısı ne kadar da fazla. İnsanın yüzüne gülen, arkasından kuyusunu kazan bu
insanlar ne kadar da çoğalmış durumda. Üstelik te ne kadar cesurlar
bilemezsiniz. İşte gücün iflas ettiği, hakkın güçlü olmadığı, gücün haklı
olduğu zaman ve yerlerde hakim olan şey tek kelimeyle zulümdür. Zulmün olduğu
yerlerde de zalimler ve mazlumlar vardır. Zalim ve mazlumun dışında kalan kişilerde
zulme rıza gösterdikleri için zalimdirler.
Güce boyun eğen kişiler, güçlünün haklı olduğu yer ve zamanlar insanlığın mahkum olduğu
yer ve zamanlardır, baştanbaşa üniversitelerle dolu olsa da bu tür ülkeler
cehalet karanlığına gömülmüşlerdir.
Hayatın her alanında karşımıza çıkıyor bu
tipler. Bazen okumuş bir yarı aydın, bazen bir gazeteci, bazen bir akademisyen
ve üniversite hocası, bazen bir siyasetçi, bazen bir işadamı, bazen bir uzman
kılığında görünüyorlar. Ama aslında hep aynı kişi ve kişiliktir bunlar. Çünkü
hepsi bir madrabazdan ibarettir, insan yerine insan müsveddeleridir. İnsan
görünümlü şeytandırlar.
Yeryüzünü fesada veren işte bu iki ayaklı şeytanlardır. Adem soyundandırlar ama
İblise intisap etmişlerdir. İblis’in Adem’in yaratılmazdan evvelki çamuruna
bastığı yerdendirler.
İnsanlık bunların fesatları nedeniyle rahat yüzü görmedi.
Bu dünya da zaten böyle bir yer.
İyilerin kötülerle ve kötülüklerle savaşacağı,
altının bakırdan ayrılacağı yer burası. Var oluşumuzun nedeni de bu. Adem’in
cennetten ayrılışının sırrı da burada. Ahiretin var oluş gerçeği de bu
yüzden.
Biz insanlar hayatın her yanında rastladığımız bu tiplerin farkına varmak,
onların hile ve desiseleriyle mazlumları ezmesine mani olmak, onların zulmüne
ortak olmamak zorundayız. Çünkü bu zulüm biz de yakar mazlumlarla beraber.
Ezilenlerin karşısında sessiz kalmak, korkak olmak inançsızlığın
alametidir.
Eğer inanıyorsak üstünüz ve Allah bizimledir. Allah'a inananlar her hal ve
şartta mazlumlardan yana olmalı zalime başkaldırmalıdır. Nasıl ki ilk halife
Hz. Ebubekir:' 'sizin yanınızda haklı hakkını alıncaya kadar güçlü, haksız olan
ile hak yerine gelinceye kadar güçsüzdür.'' Çünkü hak güçlüdür. Allah’ın bir adı
da Hak’tır. Hak ve hakikat Allah’ındır.
Ahmet Kemal
(
Namuslular Ve Namussuzlar başlıklı yazı
EDİP GÜL tarafından
30.03.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.