Toplum ortalamasına kapılmış, baş döndürücü teknolojinin estirdiği rüzgârın da etkisiyle hızla savrulup gidiyorsun. Bugün bir iyilik yap kendine: Öyle savrulup gitme!


Takıldığın çevrene, arkadaşlarına, kendi sığ dünyana dönüp bir bak. Ne diyordu Jim Rohn: “Dünyanın en zeki insanı da olsanız, bulunduğunuz ortam vasat ve vasatın altındaki kimselerden ibaret ise, düzeyinizi bile koruma imkânı yoktur. Hepimiz beraber en çok zaman geçirdiğimiz beş kişinin ortalamasıyız.” Vasatın, rutinin, sıradanlığın, malın, mülkün, makamın, kariyerin uyuşturucu bir hap olmuş yuttukça yutuyorsun. Bugün bir iyilik yap kendine: Seni uyuşturan hapları yutma!

 

Sürekli bir şeylere yetişmek ya da bir şeylerden kaçmak için koşuyorsun. Yetişmek ya da kaçmak için koşma! En hızlı arabayı, en hızlı ulaşım aracını, en hızlı interneti, en hızlı bilgisayarı, en hızlı telefonu kullanıyorsun. En çabuk hazırlanan yemekleri tüketiyorsun. Hazır yemekleri tüketme! Hızlı bir dünyada yaşıyorsun. Ve bu kadar hız başını döndürüyor. Dünyanın hızına yetişemezsin. Yetişmek için koşarsan kendi hayatını kaçırırsın. Hayatın tekrarı yok bunu anla. Bugün bir iyilik yap kendine: Yavaşla ve anı yaşa!

 

Bu hayatın geçiciliğini, ölümü, ölümden sonrasını unutmak için hayatın hızlı akışına kapılıp ölümden durmadan kaçıyorsun. Ölümden kaçma! Durup ölümle yüzleşmeyince kurtulduğunu sanıyorsun. Kurtuldum sanma!

 

Daha zengin, daha varlıklı olabilmek için paranın malın mülkün peşinde koşup yetişmeye çalışıyorsun. Yetişmeye çalışma! Bugün bir iyilik yap kendine: Yavaşla!


Kendi iç alemine bir bak. Kendini tanı, kendinle yüzleşmekten kaçma! Yanından geçtiğin mezarlığa gir de bir bak. Otomobilin, otobüsün, uçağın içinden değil; eğlence mekanlarının, ‘avm’lerin, gökdelenlerin içinden de değil; telefonun, televizyonun, internetin içinden hiç değil; otogarların, mezarlıkların, hastanelerin, kenar mahallelerin, evsizlerin içinden hatta ormanların, hayvanların içinden bir bak.


Yavaşla ve kendi sesini dinle! İç alemine, ailene, sevdiklerine etrafına bak ve farklı düşün! Bugün bir iyilik yap kendine: Seni öldürüp giden rutinden, zincire bağlayıp esir alan alışkanlıklarından kurtul.

 

Şehrin gürültülü, kirli ve boğucu havasından uzaklaş. Kendi varlığın üzerine, hayatın anlamı üzerine düşün. Binaların, betonların, caddelerin, vitrinlerin, eşyaların, teknolojik aletlerin, rekabetlerin, koşturmacanın, aç gözlülüğün, tüketimin sahte ve aldatıcı cazibesinde boğuluyorsun. Bugün bir iyilik yap kendine: Sahte cazibelerde boğulma!


Merhametsizliğin, sevgisizliğin, şükürsüzlüğün, bencilliğin, yalnızlığın pençesine takılmışsın. Pençelere takılma! Bu stres, bu gerginlik, bu huzursuzluk, bu kaygı hayatın hızına yetişme endişesinden kaynaklanıyor. Gönlünü yoruyor bütün bunlar. Bugün bir iyilik yap kendine: Gönlünü yorma!

 

Ne diyordu Aziz Nesin: “Sarılmak neden güzeldir bilir misin? Çünkü sağ tarafta kalp yoktur ve orası hep boştur… Sarılınca, sağ yanını onun kalbi doldurur…” Bugün bir iyilik yap kendine: Sevdiklerine sarıl.

 

Kendine, eşine, dostuna, sevdiklerine zaman ayır. Ve bir şiirin kıtasında, bir müziğin notasında, bir ırmağın kenarında, bir ağacın altında, bir dostun sohbetinde dinlen.


Ne diyordu Kemal Sayar: “Sevmek için zaman ayırmak gerekir. Bilmek için zamana ihtiyaç duyarız. Güzelliği ancak zaman ayırarak fark ederiz. Zamanla olgunlaşırız. Lütfen yavaş gidiniz.”

( Bugün Bir İyilik Yap Kendine 2 başlıklı yazı DüşTerzisi tarafından 10.04.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.