Bir değil, iki değil, üç değil…
Ben diyeyim beş, sizler
deyin sekiz…
Tam tamamına 11 tane şehir…
Aralarında Malatya’nın da
bulunduğu ve Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa,
Adana, Osmaniye, Kilis ve Elazığ olan her biri birbirinden güzel şehirlerimiz
için tarih 6 Şubat 2023 tarihinde saatler 04.17’yi gösterdiğinde bir daha
hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Onlar için artık tarih
yeniden sıfırlanarak yazılmaya başlanmış olacaktı.
Deprem anında ve yıkılan
enkazların altında sağ kurtulan canlarımız için her şey sıfırlanmış ve yeniden
yazılmaya başlanmış olacaktı.
Bu şehirlerimizde yaşayan
milyonlarca insanımız için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
TUİK’in Adrese Dayalı Nüfus
Kayıt Sistemi bilgilerine göre 31 Aralık
2022 tarihi itibariyle Adana’da 2 milyon 274 bin 106, Adıyaman’da 635 bin
169, Malatya’da 812 bin 580, Kahramanmaraş’ta
1 milyon 177 bin 436, Hatay’da 1 milyon 686 bin 043, Kilis’te 147 bin 919,
Şanlıurfa’da 2 milyon 170 bin 110, Osmaniye’de 559 bin 405, Diyarbakır’da 1
milyon 804 bin 880, Gaziantep’de 2 milyon 154 bin 51 ve Elazığ’da 591 bin 497
kişi olmak üzere toplam 14 milyon 013
bin 196 kişi depremde etkilenen insanımız bulunmaktadır.
6 Şubat gecesi saatler
04.17’yi gösterdiğinde tarihte bir örneği daha görülmemiş bir deprem sağanağı
nedeniyle bu şehirlerde yaşayan milyonlarca insanımız için artık takvim
yapraklarındaki günler, saatlerdeki akrep ile yelkovan yerinde durmuştu.
O andan itibaren bu
şehirlerimizle birlikte tüm ülkede hayat felce uğramış gibi durmuş ve saatlerin
ilerlemesini bırakın saliseler dahi ilerlemek bilmez olmuştu.
Deprem felaketinin ardından
yıkılan binaların molozları altında kalarak hayatını kaybedenler olduğu gibi
kimi kolundan, kimi bacağından, kimi de başka organlarından yaralanarak engelli
hale geldiler.
Hayatını kaybedenler ile
yaralananlar hakkında AFAD Başkanı Yusuf Sezer’in yapmış olduğu açıklamalara
göre depremde hayatını kaybeden 50 bin
96 insanımız bulunurken 107 bin 204
insanımızın da yaralı olduğu belirtiliyor.
Ancak AFAD yetkilisinin
açıkladığı yaralı insanların rakamları ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın, A Haber ile ATV televizyonunun ortak yayınında açıkladığı rakamlarla
uyuşmadığı birçok insanın olduğu gibi benimde dikkatimi çekti. Tek dikkatimi
çeken ve kafama takılan yaralılarla ilgili olanlar değil elbette.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
canlı yayında yaptığı konuşmada depremde 850
bin vatandaşımızın ayak, kol gibi uzvunu kaybettiğini ifade etmesi üzerine
programdaki gazetecinin “850 bin engelli
mi? 850 bin engelli konumuna düşen insanımız var.” sorusuna da “Tabi, tabi.” şeklinde yanıt verdi.
Çelişkilide olsa
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı 850
bin rakamı bana daha inandırıcı gibi
geldi. Birkaç saniyelik bir deprem sonucunda ülkemizdeki engelli sayısı bir
anda bir milyona yakın artış
gösterdiği görülüyor.
Bu konunun biraz daha iyi
anlaşılabilmesi için sizlere rakamlarla ifade edeyim.
2022 yılı yılsonu itibariyle Türkiye nüfusu resmi
olarak 85 milyon 279 bin 553’e
ulaşmıştır. Bu nüfusumuzun % 12.29’unu
oluşturan engelli nüfusumuzun sayısı ise 10
milyon 480 bin 85 kişiye ulaşmıştır.
Bu rakama depremde uzvunu kaybeden 850 bin kişiyi de eklediğimizde bu rakamın 11 milyon 330 bin 85’e çıktığı görülecektir.
Ortaya çıkan bu son rakamın ise Türkiye nüfusunun
yüzde kaçına tekabül ettiğine baktığımızda bu defa yüzde 13.28 rakamına ulaştığımız görülecektir. Birkaç saniyelik bir
depremin ardından ülke nüfusumuzun engelli oranı yüzde birlik bir artışla yüzde
13.28’e çıktığı görülmektedir.
Yine AFAD yetkililerinin can
kayıpları hakkında açıklamış olduğu rakamlarda kafama takıldı. 14 milyon insanın yaşadığı büyük bir
felakette 850 bin kadar insanında
kol ve bacak gibi organlarından yaralandığı olayda can kaybının 50 bin 96 olduğu açıklanıyor.
Yüz binlerce binanın yıkılarak enkaza dönüştüğü ve 14 milyon insanın maruz kaldığı büyük
bir afette can kaybının yüzde 0,35
gibi düşük olarak açıklanması bana düşündürücü geliyor. Açıklandığı gibi can
kaybının yüzde 0,35 gibi düşük değil
de yüzde 1 oranında olmuş olsa 140 bin kişi eder.
Sözün özü olarak, depremin ardından açıklanan rakamlar
nedense bana düşündürücü gelmektedir. Yaralı olan 850 bin insanın yüzdesi
6,06’a tekabül ederken can kayıplarının yüzde 0,35’de kalması sizlere de düşündürücü gelmiyor mu?