Son yıllarda yaşadığımız bayramlar hep biraz buruk geçmekte. Her bayram Müslümanlar bir felaketle karşı karşıya kalmakta, bayramı sevinçle geçirmek yerine acı içinde geçirmektedir.
Geçen bayramda güneydoğudaki PKK teröristlerinin yaşattığı katliam, ondan önceki sene İsraillin Filistinlilere uyguladığı vahşet, ondan önceki yıllar hala hatırası belleğimizde taze olan ABD’nin Irak’ta uyguladığı insanlık dışı bombalamalar. İsrail ve ABD’nin özellikle Ramazan ayına rast getirdiği zulümler hala vicdanlarımızı kanatmakta, onlara karşı elimizden bir şey gelmemesi içimizde derin bir yara olarak kanayıp durmaktadır.
Geçmişte Bosna’da Çeçenistan’da, Myanmar’da, Türkistan’da işlenen cinayetlerin dumanı hala tütmekte. Dün bizzat ehl-i küfür tarafından işlenen cinayetler bugün Müslümanı Müslümana kırdırtmak şeklinde olmakta, bu işte baş fail yine haçlı zihniyeti olarak arzı endam etmektedir. 'Küfür tek millettir' gerçeği apaçık ortaya çıkmakta, Müslüman her gün küffarın bir oyunu altında ezilmekte.
İşte her bayram böyle bir cinayetin teşhir vakti haline gelmekte İslam dünyası yasa boğulmaktadır. Osmanlı asırlarında pek rastlamadığımız bu hal İslam hilafetinin ayaklar altına alındığı günden beri hüküm-ferma olmaktadır. O yüce hilafetin koruyucu kanatları altında bir iki olay dışında- sakin ve huzur içinde yaşıyordu İslam alemi. Hilafetin koruyucu kanatları bir müşfik anne gibi Müslümanları kucaklıyor, küffarın oyunu ve entrikasından muhafaza ediyordu.
O halde İslam dünyası yeniden eski günlerine dönmek için Hilafeti bir şekilde canlandırmalı, tasfiye edilen Osmanlı yeniden ihya edilmelidir. Yeni Osmanlı ruhu diyebileceğimiz bu ruh bu topraklarda canlılığını muhafaza etmekte, gün ışığına çıkarılacağı zamanı beklemektedir. Bu ruhun vatanı Türkiye’dir. Bu ruhun uyanışı İslam insanının dirilişi ile mümkündür.
Bu diriliş hareketi bir siyasi menfaate kurban edilmemeli, ancak siyasetin tüm imkanlarının da kullanılmasından imtina edilmemelidir. Bayramlarımız ancak böyle bayram olur. Ancak bu diriliş sayesinde ehl-i küfrün tuzaklarından kurtulabilir Müslümanın Müslümanı öldürdüğü bu büyük fitneden kurtulabiliriz.
Bu hilafet süper güçlerden birinin veya bir kaçının emrinde kukla bir hilafet olmamalıdır. Paralel yapının ABD ve AB emrinde kuracağı bir hilafet Müslümanlara ancak ve ancak kan ve göz yaşı getirmekten, var olan zulmü artırmaktan başka bir şeye hizmet etmez.
Bu yeni Osmanlı diyebileceğimiz hareket B.O.P.’un öncülüğünde kukla bir güç olmamalı, tamamen yerli ve milli bir şahlanış hareketi olmalıdır. Bu yerli ve milli hareket özünü İslam’dan alan bir kalkınış ve diriliş hareketi olmalıdır.
Bayramlar ancak böyle gerçek bayram olabilir. Bayramları ancak bu şekilde gerçek sevinç ve haz içinde idrak edebiliriz.
Bayramınız bayram ola, bayramınız kutlu ola
Son yıllarda yaşadığımız bayramlar hep biraz buruk geçmekte. Her bayram
Müslümanlar bir felaketle karşı karşıya kalmakta, bayramı sevinçle geçirmek
yerine acı içinde geçirmektedir.
Geçen bayramda güneydoğudaki PKK teröristlerinin yaşattı katliam, ondan önceki
sene İsraillin Filistinlilere uyguladığı vahşet, ondan önceki yıllar hala
hatırası belleğimizde taze olan ABD’nin Irak’ta uyguladığı insanlık dışı
bombalamalar. İsrail ve ABD’nin özellikle Ramazan ayına rast getirdiği zulümler
hala vicdanlarımızı kanatmakta, onlara karşı elimizden bir şey gelmemesi
içimizde derin bir yara olarak kanayıp durmaktadır.
Geçmişte Bosna’da Çeçenistan’da, Myanmar’da, Türkistan’da işlenen cinayetlerin
dumanı hala tütmekte. Dün bizzat ehl-i küfür tarafından işlenen cinayetler
bugün Müslümanı Müslümana kırdırtmak şeklinde olmakta, bu işte baş fail yine
haçlı zihniyeti olarak arzı endam etmektedir. Küfür tek millettir gerçeği
apaçık ortaya çıkmakta, Müslüman her gün küffarın bir oyunu altında
ezilmekte.
İşte her bayram böyle bir cinayetin teşhir vakti haline gelmekte İslam dünyası
yasa boğulmaktadır. Osmanlı asırlarında pek rastlamadığımız bu hal İslam
hilafetinin ayaklar altına alındığı günden beri hüküm ferma olmaktadır. O yüce
hilafetin koruyucu kanatları altında bir iki olay dışında- sakin ve huzur
içinde yaşıyordu İslam alemi. Hilafetin koruyucu kanatları bir müşfik anne gibi
Müslümanları kucaklıyor, küffarın oyunu ve entrikasından muhafaza
ediyordu.
O halde İslam dünyası yeniden eski günlerine dönmek için Hilafeti bir şekilde
canlandırmalı, tasfiye edilen Osmanlı yeniden ihya edilmelidir. Yeni Osmanlı
ruhu diyebileceğimiz bu ruh bu topraklarda canlılığını muhafaza etmekte, gün
ışığına çıkarılacağı zamanı beklemektedir. Bu ruhun vatanı Türkiye’dir. Bu
ruhun uyanışı İslam insanının dirilişi ile mümkündür.
Bu diriliş hareketi bir siyasi menfaate kurban edilmemeli, ancak siyasetin tüm
imkanlarının da kullanılmasından imtina edilmemelidir. Bayramlarımız ancak
böyle bayram olur. Ancak bu diriliş sayesinde ehl-i küfrün tuzaklarından
kurtulabilir Müslümanın Müslümanı öldürdüğü bu büyük fitneden
kurtulabiliriz.
Bu hilafet süper güçlerden birinin veya bir kaçının emrinde kukla bir hilafet
olmamalıdır. Paralel yapının ABD ve AB emrinde kuracağı bir hilafet
Müslümanlara ancak ve ancak kan ve göz yazı getirmekten, var olan zulmü
artırmaktan başka bir şeye hizmet etmez.
Bu yeni Osmanlı diyebileceğimiz hareket B.O.P.’un öncülüğünde kukla bir güç
olmamalı, tamamen yerli ve milli bir şahlanış hareketi olmalıdır. Bu yerli ve
milli hareket özünü İslam’dan alan bir kalkınış ve diriliş hareketi
olmalıdır.
Bayramlar ancak böyle gerçek bayram olabilir. Bayramları ancak bu şekilde
gerçek sevinç ve haz içinde idrak edebiliriz.
Bayramınız bayram ola, bayramınız kutlu ola
Ahmet Kemal