KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
kazimozturk@yenikonya.com.tr
kazim_ozturk2016@mynet.com
semazen.net
NASIL MANKURTLAŞTIRILIYORUZ?
Mankurt,
Türk, Altay ve Kırgız efsanelerinde bahsedilen bilinçsiz köledir. Kökeni
Orta Asya'ya dayanan bu yönteme ise ''mankurtlaştırma'' denir.
Mankurtlaştırma; bir dış gücün
içerideki egemen sınıfla işbirliği yaparak ülkenin eğitim ve kültür
politikalarını milletin aleyhine değiştirerek, ulusal kimliğinden uzaklaştırma,
kendi toplumuna ve kültürüne yabancılaştırma, bilinçsizleştirme ve sömürüye
açık hale getirme, sonra da yardım ediyormuş kanaati yaratarak toplumun zihnini
yeniden kurgulayıp sömürgecilerin zihinsel kölesi durumuna getirmek için milleti
kendi değerlerine düşman etmeyi anlatan sosyokültürel bir kavramdır
Cengiz
Aytmatov’un; ‘Gün Olur Asla Bedel’’ isimli romanında geçen bir efsanede barbar Juan-Juanlar’ın
Orta Asya bozkırlarını işgal ettikleri dönemde, tutsaklarına korkunç işkenceler
yaptığı, bu işkence yönteminin insanların hafızasını yitirmesine, deli olmasına
sebep olduğu anlatılmıştır. Mankurtlaştırma olarak tanımlanan bu yöntemde
barbar Juan-Juanlar, önce esirin başının kazınıp, saçlarının tek tek kökünden
çıkardıkları, daha sonrasında taze kesilmiş devenin derisinin en kalın yeri
olan boyun kısmı esirin kan içinde olan kazınmış başına sımsıkı sarıldığı
anlatılmıştır. Efsaneye göre bu işkenceye maruz kalan tutsaklar ya ölür ya da
hafızasını tamamen yitiren, ölünceye kadar geçmişini hatırlamayan bir mankurt yani
geçmişini bilmeyen bir köle olurmuş. Bir mankurt kim olduğunu, hangi soydan, hangi
kabileden geldiğini, anasını, babasını çocukluğunu bilmezmiş
Günümüzde bireyleri
ve toplumları mankurtlaştırmak için Aytmatov’un romanındaki gibi fiziksel bir
işkence yapmaya gerek yoktur, geçmişe ait hafızasını silmek, efendisinin sözünü
kesinlikle uygulanması gereken bir emir haline getirmek mankutlaştırma için
yeterlidir.
Günümüzde bireylerin
ve toplumların mankurtlaştırılmasında ateş
suyu etkisine sebep olan nedenler şu
şekilde sıralanmıştır:
1.
Alkol ve Uyuşturucu Bağımlılığı: Emperyalistler
sömürgeleştirmek istedikleri ülkelerde bireyleri maddelerin etkisiyle
uyuşturarak, düşünmekten uzaklaştırmaya ve böylelikle o ülkeyi daha kolay
sömürgeleştirmeyi, mankurtlaştırmayı başarırlar.
2.
Kültürsüzleştirmek: Emperyalistler
mankurtlaştırdıkları bireyleri kullanarak hedef ülkelerin medya araç gereçleri
ile o ülkenin ananelerine ters düşen
durumları vatandaşlarına yansıtmakta ve bir süre sonra vatandaşların kendi örf
ve adetlerine ters düşen durumları normalleştirmesini ve bu yeni durumları
benimseyerek kendi kültürel değerlerinden uzak davranışlarda bulunmasını
sağlayarak bireyleri mankurtlaştırmaktadır.
3.
Yabancı Dilde Eğitim: Emperyalist
güçler kendi dillerini hedef ülkelere pazarlamaktadır. Mankurtlaştırılması
amaçlanan ülkelerse, bu yabancı dilleri ülkelerinin en seçkin okullarında
kullanmaktadır. Böylelikle kendi yetişmiş insan gücünün yabancılara hizmet
etmesine, dilini konuştukları ülkelerden kültür/yozlaşma ithal etmesine ve o
ülkelerde yaşama hayalleriyle çırpınmasına sebebiyet vererek mankurtlar
yetiştirmektedir.
4.
Cinselliğin Yozlaştırılması: Kültürel
bozulma ile birlikte edebiyat, sinema, televizyon, gazete ve dergilerde cinsel
açlık duygusu yaratılmakta, insanların odak noktası cinselliğe çekilmeye
çalışılmakta, evlilik sistemi basitleştirilerek farklı cinsel arayışlara
sebebiyet verilmektedir. Böyle bir ortamda enerjisini cinsellik düşüncesine
harcayan bireyler mankurtlaştırıldıklarını fark dahi etmemektedirler.
5.
İdeoloji ve Kavramların Saptırılması: Mankurtlaştırıcılar
olaylara bütüncül açıklamalar getirerek bireyi bilinçlendiren, ilkeler koyan ve
hedef gösteren ideolojiler tersi bir işleve büründürüp, sorunlara doğru saptama
yapanların seslerini kısıp, yanlış amaçlar üzerine kurulmuş ideolojiler
oluşturmaktadırlar. Bu ideolojilerin belirlediği hedeflerin ülkesel sorunları
çözeceğine inanan samimi insanlar ise beyhude bir uğraş içinde sorunların daha
kötüye gidişini izlerler.
6.
Bilimsel Bilgiden Uzaklaştırma: Mankurtlaştırılan
toplulukların bilimsel bilgi yerine bilimdışı, gündelik, dinsel ya da
örgütlenmemiş bilgilere başvurdukları; algıları ve olayları açıklarken,
kulaktan dolma bilgileri, falcılar, medyumlar ya da şarlatanlardan
edindiklerini kullandıkları bilinmektedir. Eğitimsiz, bilimsel bilgiden
uzaklaşmış toplumların kararları başkaları/mankurtlaştırıcıları tarafından
verilir.
7.
Mürtecilik ve Teokültürel Taciz: Hedef
ülkede din konusu üzerinden tartışmalar çıkarılarak dine karşı kesimlerin
ortaya çıkması ve aynı ülkenin evratlarının kavgaya tutuşması üzerinden fayda
sağlamak mankurtlaştırıcı güçlerin izlediği bir yoldur.
8.
Yapay Gündem: Mankurtlaştırıcı
güçler bir takım medya toplumunu kullanarak insanları bilgilendirmekten ziyade
biçimlendirme siyaseti izlemektedir. Bu sayede futbol, evlenme programı, yemek
ya da benzeri programlarla toplumun düşünmesini engellerken, dizilerle, çizgi
filmlerle insanları kendilerine, yaşam biçimlerine, kültürlerine
yabancılaştırmakta yapay gündemlerle/tartışmalarla ise düşünebilen bireylerin
algılarını mühim konulardan uzak tutmaya çalışmaktadır.
9.
Tarihi Çarpıtmak: Mankurtlaştırıcılar
hedef ülkelerde, tarih öğretiminde zaferlerin yerine hüsranların öğretilmesini,
anlatılmasını istemektedir, bu yöntemle toplumdaki bireylerin olumsuz benlik
kavrayışı benimsemesini, öğrenilmiş çaresizlik yaşamasını hedeflemektedirler.
10.
Kızılelmasız/Ütopyasız bırakma: Ülkelerin
vizyon ve misyon sahibi olması, kızılelma gibi
hayalleri olan insanların o ülkede yaşaması ile mümkündür. Hayal kuran
topluluklar o hayallere ulaşmak için kendilerine hedefler belirler, o hedeflere
ulaşmak için çaba sarf ederler. Mankurtlaştırıcı güçler çeşitli yöntemlerle
hedef ülkenin fertlerinin ülkelerinin geleceğine yönelik olumlu hayaller
kurmasını, bu hayalleri için çabalamasını engelleyerek hedef ülkenin
ilerlemesine engel olur.
11.
İnsanı Yalnızlaştırma: Mankurtlaştırıcılar
toplumun sosyal, siyasal, kültürel, milli bağlarını kopararak insanların
yalnızlaşmasına sebep olmaktadırlar. Böylelikle psikolojik sıkıntıların antidepresan ilaçların
kullanımın artmasına, yetişmiş insan gücünün donuklaştırılmasına, üretimden ve
milli sorunlar hakkında düşünmekten uzak kalmasına sebebiyet verirken ihraç
ettikleri ilaçlar ile zenginliklerine zenginlik katmaktadırlar.