KAZIM ÖZTÜRK

ÖZTÜRKÇE       

[email protected]

e-mail: [email protected]

[email protected]

 HICRETÝ ANLAYABÝLMEK

Muharrem; Haram kýlýnan, yasaklanan, saygý duyulan anlamýndadýr. Savaþmanýn haram kabul edildiði dört aydan biridir.

Kur’aný Kerimde, saldýrýya uðrama durumu hariç, savaþýn haram olduðu aylardan birisi olduðu ve bu aya saygý gösterilmesi gerektiði belirtilir.

Sevgili peygamberimiz, haram aylarý; Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep olarak açýklamýþtýr. “Fecr” suresinde üzerine yemin edilen “Fecr”den maksadýn, Muharrem ayý olduðu belirtilir. Ayný surede yine üzerine yemin edilen on gecenin, Muharrem ayýnýn ilk on gecesi olduðu belirtilmiþtir.

Hicri yýlbaþý Müslümanlar için çok önemli bir gün! Ýslam tarihinde takvim baþlangýcýdýr! Muharrem ayý’nýn baþý. Ayrýca Muharrem ayý, “Kerbela hadisesi” ile de ünlü!

Hicret; terk etmek, ayrýlmak, ilgisini kesmek anlamýndadýr. Kiþinin; herhangi bir þeyden bedenen, lisanen veya kalben ayrýlýp uzaklaþmasý demektir. Ancak, hicret denilince ilk bakýþta; bir yerin terk edilerek baþka bir yere göç edilmesi olarak bilinir.

Genelde Müslüman olmayan bir ülkeden, Müslüman bir ülkeye gitmeyi, özel olarak Hz. Peygamberin ve Mekkeli Müslümanlarýn Medine’ye göçünü ifade eder. Medine’ye göç eden Müslümanlara Muhacir, muhacirlere yardým eden Medineli Müslümanlara da; Ensar unvaný verilmiþtir.

Bir hadiste; “Muhacir (Hicret eden), Allah’ýn yasakladýðý kötülük ve günahlarý terk eden kimsedir.” Denilmekte, bir baþka hadiste ise; Hicret “kötü þeyleri terk etmek” anlamýndadýr.
Hicret; kötü þeyleri terk etmek, Allah uðrunda baþka bir yere göç etmek, Allah’ýn yasakladýðý kötülük ve günahlarý terk etmek, kötü þeylerden uzak durmak gibi anlama da gelmektedir.
Mutasavvýflar, hicret kavramýný hem; “haramlarý terk edip, kötülüklerden uzaklaþmak” hem de; “nefsi terbiye etmek maksadýyla yolculuða çýkmak” veya “kalben ve zihnen halký terk etmek” anlamýnda kullanmýþlardýr.

Kur’an-ý Kerim, Hz. Peygamberden önceki dönemlerde de peygamberlerin ve onlara inanan insanlarýn, kâfirlerce hicret etmeye zorlandýklarýndan ve bunlarýn, inançlarý uðrunda yurtlarýný býrakýp, baþka yerlere gittiklerini anlatýr. Hz. Ýbrahim, kavminin kendisini ateþte yakma giriþiminin ardýndan; “Doðrusu ben, Rabbimin emrettiði yere hicret ediyorum” demiþ ve önce Filistin, ardýndan Mýsýr’a göç edip, daha sonra da Ken’an diyarýna yerleþmiþtir.
Hz. Ýbrahim ile beraber Filistin’e kadar bu hicrete katýlan Hz. Lut, peygamberlik görevini yaparken kâfirlerin azgýnlýk ve ahlaksýzlýklarý karþýsýnda Cenabý Hak’tan aldýðý emirle bir gece vakti inananlarla birlikte yurdundan çýkmýþ, arkasýna dönüp bakmadan, gitmesi istenilen yere gitmiþti.

Hz. Þuayp peygambere kavminin ileri gelen kibirlileri; “Ey Þuayp! Kesinlikle seni ve seninle beraber iman edenleri memleketimizden çýkartacaðýz, yahut dinimize döneceksiniz” demiþler, onu ve müminleri hicrete zorlamýþlardý.

Hz. Musa, Allah’ýn emriyle geceleyin Mýsýr’dan yola çýkardýðý Ýsrail oðullarýný göç ettirmeyi baþarmýþ, peþlerine düþen Firavun ve ordusu ise, denizde boðulmuþtu.

Hicret, bütün peygamberlerin hayatýnda vardýr. Tarihte; “Nuh, Âd ve Semud kavimlerinin kâfir olanlarýnýn; “elbette sizi yurdumuzdan çýkaracaðýz ya da mutlaka dinimize döneceksiniz”dedikleri kayýtlýdýr.

Hz. Peygamber ve kendisine inananlar da, daha önceki peygamberler ve ümmetlerinin âkýbetine uðramýþlardýr. Mekke Müþrikleri, sevgililer sevgilisi Hz. Peygamber’e karþý Ýslamiyet’i teblið etmeye baþladýðý andan itibaren olumsuz bir tavýr takýnmýþlardýr.
Bu tavýr, sadece Ýslam’ý reddetmekten ibaret kalmadý.

Sevgililer sevgilisi; alay edildi, ona inananlara baský uygulandý ve bu baskýlar, Ýslamiyet’in Mekke’de yayýlmaya baþlamasý üzerine eziyet ve iþkenceye dönüþtü. Ammar bin Yasir’in babasý Yasir ve annesi Sümeyye iþkenceyle öldürüldü.

Hicret; geçmiþte kalan bir þey deðil, hala insanlýk tarihini etkilemeye devam eden bir olay olarak özel bir zaman diliminin oluþmasýna yol açmaktadýr.

Hicretle fethi ayný kategoride ele almak gerekir. Gönlümüzü, yaratýlýþ planýna ayarlamak, ilahi çizgiden ayrýlmamak için çaba sarf etmektir. Hicretin olduðu yerde fetih  vardýr. Aslýnda hayat; hicret ve fetihten ibarettir. Bu yüzden; “Allah yolunda cihat” emredilmiþtir.

Fetih; “La”dan, “illa” gerçeðine ulaþmaktýr. Fetih, tüm peygamberleri ve gönül dostlarýný iyi anlamak, onlarý sevmenin canlý örneðidir. Deruni aleme dalmayanlar, fethi iþgal sanýr.

Hicretimiz kime? Hizmetimiz kime? Nereye doðru koþuyoruz? Hayatýmýzý ne ile nasýl ve ne þekilde sürdürüyoruz? Ölüm gelmeden hayatýmýzýn, meþguliyet gelmeden boþ vaktimizin, fakirlik gelmeden zenginliðimizin, hastalýk gelmeden saðlýðýmýzýn, yaþlýlýk gelmeden gençliðimizin kýymetini biliyor muyuz?

Þu an hayattayýz! Ya bir salise sonra? Evet bir salise sonrasýna garantimiz var mý? Kimin elinde belge var; "Sen 90-100... yaþýna kadar yaþayacaksýn" diye? Kim; "Ben sakat olmam, özürlü hale gelmem, hep saðlýklý olacaðým ve saðlýklý kalacaðým" diyebilir?

Sonra hangi birimiz; "Bu kazanç benim, ben alnýmýn teriyle, bilgimle kazandým. o halde baþkalarýný buna ortak etmem. Fakirmiþ, yoksulmuþ, maðdurmuþ, gözü yaþlýymýþ, yardýma ihtiyacý varmýþ, evini-yuvasýný terk etmek zorunda kalmýþ... beni ilgilendirmez" deme lüksünü gösterebilir?

Sen, ben, o, hepimiz ayný gemide deðil miyiz? Gemi su alýrsa hepimiz batar mýyýz? Belki üçüncü, ikinci kattakiler biraz geç batar ama mutlaka batar! O halde gemiyi delmeye, gemide yara açmaya hakkýmýz var mý? Gemiyi delmeye çalýþanlara karþý kimse sesini çýkarmasýn mý? Çýkarmayacak mý?

                      Hicret

Hikmete çýkan yollar, kutlu alamet,
Çaðlar üstü mutluluk, özgünlük hicret,
Zulmeti yakan eller, sonsuz selamet,
Bitmeyen mücadele, düzgünlük hicret!

Medeniyete bakýþ, bitmez tebessüm,
Cehaletleri yýkýþ, mutlu bir mevsim,
Pýnarlardaki akýþ, cennetten tesnim,
Þirklere müdahale, dizginlik hicret!

Vefakârca kalmaktýr, Rabbin sözünde,
Hak yolunda ölmektir, Kur’an izinde,
Dünyalýktan olmaktýr, sevgi özünde,
Aklýn zirve makamý, sezginlik hicret!

Hak yolunu terk etmek, esaret verir,
Vuslatlara gark etmek, cesaret verir,
Kalbi þirke berk etmek, metanet verir,
Kirlerden damla damla, süzgünlük hicret!

Arz-u semanýn aþký, nurudur bu fer,
Haktan gelen armaðan, sunulan sefer,
Davayý omuzlayan, kahraman nefer,
Sürakalara bir ders, bozgunluk hicret!

Kalpleri kinle dolu, müþrik güruhun,
Hüda’nýn hediyesi, bitmez sürurun,
Medeniyet yolunu, açan o nurun,
Karanlýkta kalana, bezginlik hicret!