Tebessümün Gücüne İnanır Mısınız?
Sevginin oluşması ile yüzümüzde oluşan gülümseme. Sevgi insan ruhu için bulunmaz bir şifadır. Sevgide vücut kimyasını değiştirecek kadar sihirli bir güç vardır. Bir insana dokunulduğu zaman, kandaki hemoglobin oranı yükseliyor, hemoglobinin kanın oksijenini başta kalp ve beyin olmak üzere tüm organlara götürdüğünü konunun uzmanları söylüyor. Kandaki hemoglobin oranının artışı, tüm bedeni güçlendirerek vücudun hasta olmasını engelliyor ve hastalıklar kısa sürede iyileşiyor.
Sevgili Bekir BALABAN Hocam, sevgi dolu bir bakışın tatlı bir gülümsemenin çok şeyler yapacağıyla ilgili bir hikâye anlatmıştı.
* Gelin ve kaynana birlikte yaşıyorlarmış. Araları da hiç iyi değilmiş. Gelin çevrenin tepkisinden çekindiği için kaynanasını bırakıp gidemiyormuş. Birbirlerini sevmiyor, birbirinin eksiklerini arıyorlarmış. Gelin kaynanasından kurtulmanın yollarını aramak için her çareye başvurmuş. Bir gün onu bu derdinden kurtaracak yaşlı bir adam olduğunu söylemişler. Gelin bu yaşlı adamın yanına vararak elindeki çantadan çıkardığı bütün mücevherlerini adamın önüne koyarak:
— Beni kaynanamın elinden kurtarırsan bu mücevherlerin hepsi senindir demiş. Yaşlı adam tamam demiş.
—Sana vereceğim şu ilaçtan mutlaka her gün yemeğine bir damla katacak üç ay sonra da ondan kurtulacaksın.
Yalnız yaşlı adamın bir şartı varmış. Kadına demiş ki;
— Bu ilacın tesir etmesi için ona her gün güler yüz gösterecek, onu üzmeyecek, iyi davranacaksın. Çünkü onun zamanı az kaldı. Son nefesini iyi bir şekilde versin. Hem de öldüğü zaman kimse senden şüphelenmesin demiş.
Gelin ilacı aldığı gibi eve koşmuş. Her gün düzenli bir şekilde kaynanasının yemeğine ilaçtan koyuyormuş. Bu arada ilaç tesir etsin diye de güler yüz gösteriyor, iyi davranıyormuş.
Gelininin bir anda değişmesine şaşıran kaynana, içinden herhalde gelin hatasını anladı, artık bana iyi davranıyor, yüzüme gülüyor diyormuş. Bir müddet sonra gelin kaynana arasındaki buzlar çözülmüş. Kaynana da gelinine karşı güler yüz gösteriyor, iyi davranıyormuş. Derken günler geçtikçe aralarında giderek sevgi çoğalmış, eskiden birbirinin kusurunu arayan gelin kaynana birbirinin iyi taraflarını görüyor kötü huylarını görmüyorlarmış. Artık nasıl olup ta birbirinden nefret ettiklerine hayret eder hale gelmişler. Bu arada zaman da ilerliyormuş. Gelin bir de bakmış ki şişenin tabanında birkaç damla ilaç kalmış. Telaş içerisinde hemen yaşlı adamın yanına koşmuş. Ne olur kaynanamı kurtarın. Artık ben onu çok seviyorum diye yalvarmaya başlamış. Yaşlı adam dolaptan çıkardığı mücevherleri geline göstererek;
— Kızım bir gün senin buraya geleceğini bildiğim için mücevherlerine hiç dokunmadım. Al götür demiş. Gelin yaşlı gözlerle:
— Efendim ben mücevherleri almak için değil, kaynanamı kurtarmak için geldim, şişede ilaç bitmek üzere, kaynanam ölecek, lütfen! Buna bir çare bulun diyormuş. Yaşlı adam geline şöyle bir bakmış;
— Korkma! Kaynanana hiçbir şey olmayacak. Çünkü o şişenin içinde sadece su vardı, sizin birbirinize iyi davranmanız güler yüzlü olmanız aranızdaki sevgisizliği sevgiye dönüştürdü demiş. Yine tebessümün gücünü anlatan güzel bir hikâyeyi paylaşalım.
Bir Tebessüm Neler Yaptı?
* Küçük kız, hüzünlü bir yabancıya gülümsedi. Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hava içinde yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı. Hemen bir not yazdı, yolladı. Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğle yemek yediği lokantadaki garson kıza yüklü bir bahşiş bıraktı. Garson kız ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu. Akşam eve giderken, kazandığı paranın bir parçasını her zaman köşe başında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı. Adam öylesine minnettar oldu ki...
Çünkü iki gündür boğazından aşağıya lokma geçmemişti. Karnını doyurduktan sonra, bir apartman bodrumundaki odasının yolunu ıslık çalarak tuttu. Öyle neşeliydi ki, bir saçak altındaki köpek yavrusunu görünce, kucağına alıverdi. Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu. Sıcak odada gece boyunca koşuşturdu.
Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar sardı. Bir yangın başlıyordu. Dumanı koklayan köpek öyle bir havlamaya başladı ki, önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman halkı... Anneler, babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp, ölümden kurtardılar... Bütün bunların hepsi, beş kuruşluk bile maliyeti olmayan bir tebessümün sonucuydu. Değerli okurlar! Demek ki insanları birbirine yaklaştıran şeyin tatlı dil ve güler yüz olduğunu hikâyemizde de görmüş olduk.
(
Tebessümün Gücüne İnanır Mısınız? başlıklı yazı
Ali ÖZKANLI tarafından
27.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.