Biliyorum kırgınsın, kızmanın sebebi var
Ürkek bakışlarında ayan olmuş giz çocuk
Biliyorum imkânsız kırık kalbini îmar
En ağır sitemleri sıra sıra diz çocuk
Nasıl bakıştı öyle değdiği yeri delen
Bu nasıl haykırıstı; Hakk katına yükselen
Ey harâbe Gazze'de boynu bükük kardelen!
Siteme ne yüklesen, ne desen caiz çocuk
Sen ki herkesten daha muhtaçken ihtimama
Yüreğinde onca yük, sayısız kanlı yama
Dünya nice zalimi, kıahpeyi gördü ama
Bu asrın mezalimi tarihte eşsiz çocuk
Bir umutla gelmişken şu hayat mektebine
Kimdi gözyaşı koyan düşlerinin cebine?
Zor sorular ardından girip yerin dibine
Utanması gereken sen değilsin; biz çocuk!
Yazık ki doyamadan ananın kucağına
Fosfor bombası yağdı babanın ocağına
Yanağından süzülen lavların sıcağına
Mendil olurdum amma, her teselli az çocuk
Tebessüm umuduyla sığınırken yanına
Yakışmadı ağlatmak bu asırın şanına
Neşenin gömüldüğü çukurların yanına
İnsanız diyenlere dipsiz kuyu kaz çocuk
Biz ki hergün es geçip mücadele kısmını
Kader koyduk her zulmün, haksızlığın ismini;
Keskin bir bıçak ile öksüzlüğün resmini
Canımızı yakarak kalbimize çiz çocuk
Vahşetlere şahitken nice yetimhaneler
Sığınak oldu bize arsızca bahaneler
Talan, zulüm, cinayet...Ve Cennet? daha neler!
İnsan(!) bu! merhametsiz, hayli edepsiz! Çocuk.
Gafletle savrulurken bir uçtan öbür uca
İzzet, ikram bekledik açtığımız avuca
Hakkındır kahrımıza Hakk’tan ettiğin ricâ
Bunca bela, musibet azdır bize, az! Çocuk!
Ne Myanmar’ı unut, ne Uygur'u telaşla
Şikâyet dilekçene Filistin ile başla
Koy hedef tahtasına vicdanımızı taşla
Akıl olmayan başla yaşanmaz aziz, çocuk
Şâyet dinerse birgün içindeki fırtına
Yükle günahımızı bir tartının sırtına
Kaldıysa onurumuz al ayaklar altına
Yalvarsak da acıma! İnsaf etme; ez çocuk!
Hayasızca bozarak ahkâmını âyetin
Din ettik sebebini her türlü cinayetin
Başım gözüm üstüne sitemin, şikâyetin
Dâr kurmaksa niyetin, hakkındır infaz çocuk
Hani, insafa gelip affettim desen de sen
Silinmesi zor leke zulme dair her desen
Rüzgar demek ne mümkün; kasırgaydı sert esen
Yıkılan onurumuz; kalkmaz bu enkaz çocuk
Ahsen-i takvim üzre bezese de yaratan
Bizdik her çağ açtıkça öncekini aratan
Tarihin dimağına bir mızrak gibi batan
Aynamızda sırıtan tükrülecek yüz çocuk
Sanma ki geçen her an ızdırabımı gemler
Bağrına düşen korsa kalemim acı demler
Ağıdını yazmayı unutsa da kalemler
Hatırlatmak farz bana; yemin sana! Söz çocuk!
.
Utanması gereken sen değilsin; biz çocuk!
Mecit AKTÜRK