KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
semazen.net
İSRAİL
Gazze,
ağlayan şehir. Gazze, yıllarca İsrail’in ihanetine sahne olmuş bir yerleşim
birimi. İsrail, taş taşın üstüne koymamak, yıkımda karar kılmak için harekete
geçmiş bulunuyor. İsrail bunu hep yapıyor.
Zalimlere
karşı mutlaka tek yürek, tek bilek olmaya mecburuz. Değilse kuvvetimiz,
şerefimiz elden gider.
Yakup
peygamberin diğer bir adı da İsrail’dir. İsrail oğulları ismi buradan
gelmektedir. (İsrail İhaneti ve Gazze/ Kazım Öztürk, s. 25…)
Peygamberlere
ve Salih insanlara ettikleri eziyetler ile bilinen İsrail kavmi, tarih boyunca
yaşadığı her devirde, fitne-fesadın odağı olmuş egemen oldukları zamanlarda ise
insanlara zulmetmekten geri durmamıştır.
Tarihin
farklı dönemlerinde farklı coğrafyalara dağılan Yahudiler, yaşadıkları
toplumlar tarafından dışlanmış ve sürülmüşlerdir. Özellikle Avrupa'da
istenmeyen Yahudiler, sığındıkları İslam ülkelerinde tarih boyunca en rahat
dönemlerini yaşamışlardır. Buna rağmen bu kavmin en büyük ihaneti Müslümanlara
olmuş ve hala bu ihanet devam etmektedir.
İsrail ve Filistinliler
arasındaki mücadele dünyada en uzun süren ve patlamaya en yatkın
anlaşmazlıklardan biridir.
Birinci Siyonizm Kongresinde Theodor Herzl, ''Der
Judenstaat'' yani Yahudi Devleti adlı bir kitap yayınladı ve kongrede bu
kitaptaki fikirler tartışıldı. Herzl, Yahudiler'in kendi devletini kurmasını
savunuyordu. Ve özellikle Avrupa'daki Yahudi düşmanlığına karşı bu fikri
geliştirmişti.
Yüce
Allah'ın mesajını insanlara tebliğle mükellef olan Peygamberlere etmedik
işkenceyi bırakmayan Yahudiler, başta Hazreti Zekeriya ve Hazreti Yahya olmak
üzere çok sayıda peygamberi katletmişler, yalanlamışlar ve memleketlerinden
sürgün etmişlerdir.
Theodor
Herzl'in öncülük ettiği ve 1800'lü yılların sonlarında gelişen Siyonist terör
hareketi, başlangıçta İngiltere'nin himayesinde gelişti. Siyonist elebaşı
Herzl, Osmanlı Sultanı İkinci Abdulhamit'ten Osmanlının bütün dış borçlarının
ödenmesi karşılığında Filistin'i istemiş ancak istediği yanıtı alamamıştı.
Filistin'den umudunu kesen Herzl, dönemin başat gücü İngiltere'den Afrika
ülkesi Uganda'da Yahudiler için bir koloni kurulmasını istemişti. 1905'te
Herzl'in ölümünden sonra Siyonistler lobi çalışmalarıyla İngiltere'ye baskı
uygulamış, nihayetinde Birinci Dünya Savaşının sonlarına doğru İngiltere
Dışişleri Bakanı Balfour bir deklarasyon yayınlayarak Siyonistlere Filistin
yolunu açmıştır.
1917
yılında yayınlanan Balfour Deklarasyonundan sonra Siyonistlerin Filistin
topraklarına göçü başladı. Avrupa'daki siyasi istikrarsızlığın tetiklediği
Yahudi göçü nedeniyle Filistin topraklarındaki Siyonistlerin sayısı her geçen
gün arttı. İşgalci İngilizlerin himayesinde faaliyetlerine devam eden
Siyonistler Haganah ve İrgun gibi terör örgütlerini kurarak Müslüman Fillistin
halkına karşı katliamlara giriştiler. Siyonist sözde devletin ilan edildiği
1948 yılına kadar kurdukları örgütler aracılığıyla Filistin halkına zulmeden
Yahudiler, bu tarihten sonra yeni hamileri ABD'nin desteğiyle kurdukları terör
devleti aracılığıyla Müslümanlara karşı sistematik bir zulüm ve katliam
uygulamaya başladılar.
Terör
şebekesi, Müslüman Filistin halkına karşı farklı tarihlerde büyük katliamlar
gerçekleştirdiyse de Siyonistlerin zulüm, işkence ve katliamları Filistin
topraklarında 70 yılı aşkın bir süredir yılın tamamına yayılmak suretiyle
sistematik bir şekilde devam ediyor.
İsrail
devletinin, Filistin’e ve Müslümanlara yaptığı zulüm ve katliamlara sessiz
kalmayan Hamas ve İslami Cihat gibi kuruluşlar haklı olarak mücadelelerine
devam etmektedir. Bu hareketler, dünyada ses getirmiş, ABD ve İsrail’e destek
veren devletler geri adım atmak durumunda kalmışlardır.
Bugün
dünya ayaktadır. Müslümanlar kıyama kalkmıştır. Aşağıdaki harita, İsrail’in ne
kadar saldırgan, ne kadar gözü dönmüş, ne kadar aç gözlü ve zalim olduğunun
göstergesidir.