Elleri toprak,üstü başı toz duman olmuş, yırtık pırtık elbisesinden başka  elbisesi,bir çift öküz ile bir eşekten başka mal varlığı olmayan ve bedeni buram buram  ter kokan bir çiftçinin oğluyum,bununla da gurur duyuyorum.Eskiden ne vardı diyenlere şöyle derim:kıymet vardı,bereket vardı,hem insanlara hem de emeklerine saygı vardı.Fazla değil bundan 15-20 yıl öncesinde  ürettiklerimizin değeri vardı,dün gibi hatırlıyorum iki çuval haşhaş tohumunu satıp onun  parasıyla bana üst baş almıştık rahmetli babamla liseye giderken.O yüzdendir ki toprakla uğraşanları yeryüzünün en kutsal insanlarıdır diye anarım.Köy yaşamını çok iyi bilirim,imkanlar kısıtlıdır ama iman ile inanç asla...

İlkokuldayken hayat bilgisi dersinde şunları öğrenmiştik:Bir canlının oluşması ve gelişmesi için sıcaklık,ortam yani oksijen,su gerekliydi ayrıca beslenmesi,barınması ve korunması hayatta kalması için ilk şartlardandı.Tüm canlılar  kendileri için yaşarlar bu nedenle çatışmaların ve kavgaların çıkmaması imkansızdır.

Tarım,ekonomi,sağlık,adalet,eğitim,turizm bir ülkenin hayat ağacıdır ve hepsi birbirlerine bağlıdır tıbkı vücudumuzu oluşturan organlar gibi.Elimize iğne batsa dokunduğumuz her şeyde  hep onun acısını duyarız.

Önce tarım dedim çünkü canlıların beslenmesi lazım,beslenmek için ise üretmek.Bizler ne yaptık,tarım alanlarını imara açarak her tarafı beton evlerle doldurduk,çarpık yerleşmenin temellerini attık.Çiftçilerimize aynen şunu söyledik: " Ürettiklerinin  hiçbir değeri yok,boşuna uğraşma,hazır al!"
O da öyle yaptı özellikle 2000'li yıllardan sonra  köylerimiz yavaş yavaş boşaltıldı herkes şehre göçüp iş güç sahibi oldu.Şu saatten sonra köyüne döner mi hiç sanmam,kendisi dönse çoluğu çocuğu dönmez.

"Yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı."sloganımız vardı okuldayken,evlerimizde ne varsa getirir okulun bahçesinde bir piknik havasıyla hem getirdiklerimizi yerdik hem eğlenirdik.İş eğitimi dersimizde; oklava,tırmık,kağnı,beşik,masa,sandalye ve tahta kaşık yapar,ağaç nasıl budanır,nasıl ve hangi aylarda aşlanır,çapa nasıl yapılır uygulamalı olarak öğrenirdik.Saksılarımızda çiçekler yetiştirir,kuru fasulye ve nohutun ıslak pamukta nasıl filizlendiğini gözlemler heyecanla annemize anlatırdık.

Çiftçilerimizin  bağkur pirimleri devlet tarafından karşılansın ki onlar da bu ülkenin üretim sektörünün baş kahramanları olduklarını anlasınlar.

Tek kavgası toprakla olup ekmeğini taştan çıkartan tüm çiftçilerimize selam olsun,sizler var oldukça bizler varız...
( Hayat Ağacı başlıklı yazı berberce tarafından 11.11.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu