M.NİHAT MALKOÇ
Mümbit yürek tarlasını yıllarca ekip biçen usta bir
bahçıvandır öğretmen… O ki tipide, boranda ve kışta elinden tutup selamet
sahiline çıkarır körpe bedenleri. Aşsızlara aş, umutsuzlara umut, huzursuzlara
huzur olur en zor zamanlarda. Bir meşale gibi ışık saçar bütün karanlıklara.
Tohumu fidan, fidanı ağaç yapar öğretmen… Bir aslan gibi kükreyerek atılır kör
cehaletin üzerine. Dört mevsim solmaz onun, bahçelerimizi süsleyen gonca gülü…
Öğretmen; hakikatin coşkun seli, dilsizlerin
söyleyen dili, elsizlerin tutan elidir. Bu sel, önünde yalan ve riya adına her
ne varsa alır götürür. Bu dil, hakikatin yolundan ayrılmaz hiçbir zaman, onu
terennüm eder durur. Bu el düşkünleri tutar kaldırır düştüğü yerden…
Öğretmen bir sevgi çağlayanıdır yüreklerde. O, bir tohumu
bin eder sevgi ve ilgisiyle. Soylu çınarlar yetişir köklerinden. O, nefret
köprülerini yıkıp sevgi köprüleri kurar yüreklerden yüreklere. Acıyı siler
süpürür körpe gönüllerden. Anasıza ana, babasıza baba olur. Yarınlarımız ona
emanettir, o bu emaneti korumak ve geleceğe taşımak için çırpınır durur gece
gündüz demeden. Mesai kavramı yoktur onun kitabında. O her zaman ve her yerde
öğretmen olduğunun bilinci içerisinde hareket eder. Nefesi tükenmeden bu vasfı
sürer gider.
Onulmaz acılara merhemdir öğretmen…
Tarumar olmuş yüreklere bilgiden görkemli anıtlar diker, onları cilalar,
sevgilerle donatır. Suskunluğun dayanılmaz noktaya vardığı demlerde mazlumların
kalbinden kopan bir çığlık olur. O, taçsız bir kraldır taç ve taht istemese de…
Zemherilerde üstümüze örtülen yorgandır. Sımsıcak bir tebessümdür solgun
dudaklarda. Gözlerimizin feridir aydınlığın gölgelendiği demlerde. Nihayet
vicdanımızın sesidir. Barışa uçan nazlı bir güvercindir; gerekli olduğunda da
bir şahindir savaşın kucağında. Geçit vermez yüce dağların belidir, zenginlerin
fakirlere uzanan merhamet elidir o… Âşıkların sazının teli, bir uzun havanın en
yürek yakan yeridir. Gerçekleri görmeyene göz, hakikatin gür sesini duymayana
kulaktır. O; dünden bugüne, bugünden yarına uzanan muhkem bir köprüdür. Ancak
bu köprüden geçenler kendilerini selamet sahilinde bulur.
Mazluma el, yolunu kaybedenlere
yoldur öğretmen… Onun en büyük silahı kalemdir. Onunla cehaleti tam alnından
vurur. Sevgiye, hoşgörüye ve barışa kastedenlerin şahdamarına indirir bilgi
hançerini. İhanetin kollarını ve ayaklarını bağlar, hain oyunları bozar basiret
ve dirayetiyle... Onlar bizi yılmadan ve yorulmadan sırtlarında ideallerimizin
doruklarına taşır.
Sevgiyle atan kalplerimizin eşsiz sultanıdır öğretmenler…
Sevgileri katıksız ve içtendir onların. Ferhat, Aslı için dağları nasıl
deldiyse onlar da kalemleriyle cehalet dağlarını öylece delip bilginin ışığına
ve öz kaynağına varırlar. Onlar yürek tarlalarına sevgi ekip ordan saygı
biçerler. Onlar, daima bardağın dolu tarafını görerek hayata iyimser gözlerle
bakarlar. “Güzel bakan güzel görür, güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen de
hayattan lezzet alır” anlayışı içerisinde hareket ederler. Hayata bu minvalde,
böyle bakan bir nesil yetiştirirler.
Ortaçağ karanlığına bir güneş gibi doğar liyakatli öğretmenler…
Pozitif bilimlerin kapısını açan altın anahtardır onlar… İlim ağacının hem
kökü, hem de dalıdırlar. Bu ağaçta
yetişir birbirinden güzel bilgi meyveleri. Öğretmen bilir ki uçmak için iki
kanat gerekir; tek kanatla uçulmaz zira... Bu kanatlardan biri pozitif
ilimlerse öteki de dinî ilimlerdir. Bu dengeyi sağlar öncelikle… Gücünü şanlı
tarihinden, hızını geleceğe olan inancından alırlar.
Arıdır, kovandır, baldır öğretmen… Dağ başlarında açan kır
çiçeğidir. Vuslattır aşk acısıyla yanıp tutuşan yüreklerde. Onun bilgi pınarı,
ilme susayan yüreklere bengisu olur.
Çileyi ilmek ilmek işler gönül gergefine… Mehter marşıyla
uyanır uykusundan; Ulubatlı Hasan’a dönüşür. Bir yanık türkü duysa Ferhat
kesilir dağların göğe en yakın yerinde. Millî gururumuzun sarsılmaz kalesidir.
Soframızın tuzu, gönül göğümüzün yıldızıdır.
Öğretmen irfan çeşmesinin suyudur; ilim kapısının eşiğidir.
Bir ressamdır bilgi fırçasıyla gönül tuvalimize değer katan. Tertemizdir
onların yürek aynaları… İyi ki varlar, hep var olsunlar. Onlarsız bir hayat,
nerden bakarsanız bakın, eksiktir. Onları çok seviyoruz.