Öğretmenin Günlükleri26.02.13

26.02.13

26.02.2013

Bugün sınıfta konuştuk. Toplumumuz niçin okumuyor? Dil ve Anlatım dersiydi. Konu edebi fıkra. Bir örnek okudum psikanaliz bayan bir yazardan. İlköğretimde okuma yarışmalarının okuma üzerindeki olumsuz etkilerinden, anne babanın okuma alışkanlığında iyi bir rol model olmamalarından, hızlı okuma teşviklerinin okuma zevkini olumsuz etkilemesinden bahsediyordu.

Ben konuyu bir de kendi zaviyemden ele aldım. Okuma konusunda bu yazıyla birçok yerde beraber olduğumu, ancak ona ilavelerim olduğunu anlattım.

İlave edeceklerimi sıraladım. Rol model evet hızlı okumanın olumsuz etkisi olmayacağını da iddia etmiyorum. Evet, ben de hızlı okumaya karşıyım. Ömrümde bir kez bir kitabı hızlı okudum o da Mevlana üzerineydi. Kitabın diğer ciltlerini daha çok sevdim. O cildi okumuştum amma hiç zevk almamıştım. Sıkıcı bir ödev olmuştu o okuma benim için. Bir daha bu okuma çeşidini hiç kullanmadım
Yalnızca gazete okumada, bir de öğrencilerin yazdığı acemi kompozisyon okumalarında kullanıyorum bunu.
Konu bu değil. Konu okuma zevki nasıl aşılanır? İnsanımla okumayı nasıl sevdirebiliriz?

Düşüncelerimi aktardım. Çünkü bu konuyu eskiden beri düşünüyorum. Benim anne babam bu konuda hiç de iyi bir rol model değildi. Ama dedem âlim bir insandı ve ibadeti dışında kalan vakitlerini ya ilim yapmakla geçirir, ya Kur’an-ı Kerim okurdu. Annemin babası gezmekten kalan boş vakitlerinde masasına oturur, elmasını soyar, kitaplığındaki kitaplara bakar karıştırır. Sonra biraz Kur’an – ı Kerim okurdu. Ananem ise elinde eski basım Muhammedîye’ sini hiç düşürmez onu okuduğu Kur’an-ı Kerim ile kardeş yapardı. İşte benim rol modellerim bunlar.

Bunları anlatmadım tabii öğrencilerime. Daha ötesini anlattım yeni kuşaktan örnek verdim. Kendi çocuklarımdan örnek verdim. ‘Üç çocuğum var dedim. İkisi okuma konusunda benden aşağı kalmadı, ama biri pek yanaşmadı okumaya. Oysa ona kitap okuması için sayfa başına para da verdim. Olmadı, olmadı. Ama neden? Diğer ikisinde başardığım şeyi buna niye başaramadım?
Düşünüyorum da aklıma o bebekken benim onu görme oranımın az oluşu annesinin de okumak konusunda rol model olamamasını gerekçe gösterebilirim. Dahası da var. Onu da paylaştım 

öğrencilerimle. O da Peygamber efendimizin (a.s.) kendisin e çocuğum konuşmaya başladı ona eğitim vermeye başlamalı mıyım? Diye sorması üzerine ‘geç kalmışsın’ eğiti anne karnında başlar cevabının ben de bomba etkisi yarattığını aktardım. İki çocuğumla bu eğitimlere anne karnında başladığımı ortanca anne rahmindeyken benim gecikmiş askerlik sorunu yüzünden onunla fazla alakadar olamadığımı anlattım. Ve ekledim: Size bunları gelecekte bir yetişkin olacağınız ya emrinizde birçok insan olacak yahut anne baba olarak çocuklarınızın eğitimini sorunuyla baş başa kalacak bireyler olduğunuz için anlatıyorum.’

Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 27.2.2013
( Öğretmenin Günlükleri26.02.13 başlıklı yazı EDİP GÜL tarafından 14.12.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.