Sanma kolay
olmuştur, hayatımı yazması,
Yağmur gibi
toprağa, çaktığım çok olmuştur.
Kimse
bilmez saklarım, deli dolu gezmesi,
Açlıktan
acıları, çektiğim çok olmuştur.
Hem öksüz
hem yetimdim, on ikinci yaşımda,
O gün
bugündür işte, yaşamak telaşında,
Haram lokma
olmadan, ekmeğinde aşında,
Tevazu ‘la
gözyaşı, döktüğüm çok olmuştur
Çektiğimiz
çileye, ser verdik sır vermedik,
Üvey ana
olunca, inan baba görmedik,
Allah dedik
hâkimdir, biz bir hesap sormadık,
Irmak gibi
göllere, aktığım çok olmuştur.
Tırnağımla
kazıdım, şükür geldiğim yeri,
Alın teri
diyorlar, bende çoktur değeri,
Allah'ıma
şükrolsun, verdi bir kız bir eri,
Onlar için
ayağa, kalktığım çok olmuştur.
Çaldığım
her kapıyı, onurumla çalmışım,
Kimse
bilmez halimi, ağlamışım gülmüşüm,
Ruhumdaki
kemale, uzaklardan gelmişim,
Düşüp
kalkıp yeniden, çıktığım çok olmuştur.
Vatan
deyince titrer, yüreğimin bamteli,
Çekinmeden
uğrunda, kırarım mahrem eli,
Ölümsüzlük
değil mi, şehadet ’in her hali,
Onun için
bayrağa, baktığım çok olmuştur.
Şükürsüz
kalmadım ki, Allah’ın verdiğine,
Tefekkür
edip baktım, yoluma serdiğine,
Nasılda
imza atmış, her yerde gördüğüne,
İsmini
gönüllere, ektiğim çok olmuştur.
Doğruluk
istiyorum, buydu büyük muradım,
Başka şey
olamazdı, Âdem’di benim adım,
“O”na tabi
olmayan, sevda'yı adım adım,
Gündelik
tabularla, yıktığım çok olmuştur.
Adem EFİLOĞLU