Söyler misin bana
Ücünden birini alip gitmelere sacaklar altindan sizan yagmur gibi
Derin kuyudaki susuzluga kanarak
Görmez duymaz bilinmezlerle kötüyü kutsayip yücelten
Kabullenmisligin tasaronu yahut tasiyicisi hizasina dizilip vaziyet almissa dünya dükkani
Gelmeyen güne dogmayan isiga parlamayan yankiya
Los karanliklari ve kirli pencereleri deprestiren tutanaklara yalanciktan tanik tutarak
Gecen göcmüs
Acan solmus
Bilen unutmus
Köprübulancak…
Savusmus silkelenmis acilardan hicligi ikram ederek herkes herkese
Otoritesiz ilkesiz kanunsuz devletsiz,
herkesi kendisiyle avlayan
Ve herkesi kusatan tehlikeyi umursamayan bela kazalara didisip aranarak
Soyan sömüren haydut harami bir avuc mutlu azinligin
Ve sahtekarlik müsssesindeki terkedilmis teslimiyetin
Sönmüs susmustur artik erkesin icinden dogup püsküren endiselerce
Öyküsünü sana benzettigin gecelerden bir gecesine dolunay
Felekten ne calmissa gayri, bu kurakliktan saz yapalim diyorsa es veren suskunluk
Kavisli ugultularla isliklar calan sancili seferin katilim orani cok yüksek ve yogun
Kirli evrelerden
Carpik dönemeclerden söyler misin bana,
Kör kütük köprübulancak,
Kaygiyi kederi cileyi aciyi öllümü koklayip soluklanarak
Eskiyen elbiselerden soguk cansiz beyaz kefenlere
Kacis yönü bakis acisi kadardir ardina düsüldükce fitiiil fitil
Belki kuyudaki en son güründügün dolunay senin yalnizligindi
Baktigin fayanstaki cinlayan sessizlik senin isiksiz ve zindan suretin
Elma sekrlerindeki kirmizi dudakli sevgili senin sirrin özlemindi
Belki cam misketlerin icindeki büyülü ve boyali hayal
Belki senden baska hic kimseydin
 
Seyfi Karaca………….Ocak / 24