Öncelikle selamım, edebiyat evine,
Alan yoksa necipten, bizde şair
demezler.
Kim bulduysa güler yüz, sabah akşam
sevine,
Yemiyorsa hiç cepten, bizde şair
demezler.
Paylaşmaktan bi haber, ego tavan
yaptıysa,
Yine böyle olsa da, yıldızları
kaptıysa,
El vermekten aczedip, el almaya
taptıysa,
Bozuk ise meşrepten, bizde şair
demezler.
Nokta kadar çıkara, virgül gibi
eğilse,
Söylediği sözlerin, ardın sıra
dağılsa,
En güzel kelamları, sermayesi
değilse,
Cayıyorsa hasepten, bizde şair
demezler.
Teknik duygu hak ola, iş olsuna
kızmışsa
Canları sıkılınca, cümleleri
boşmuzsa,
Bir şeyleri art arda, öylesine
yazmışsa,
Ders almamış nedepten, bizde şair
demezler.
İçinde yazdıkları, eğer küfür
kokarsa,
Can acıtıp yüreği, acılarla yakarsa,
Ve dahi nasihate, kulağını tıkarsa,
Yoksun ise edepten, bizde şair
demezler.
Şair ki keskin zeka, okuyup
gelişmezse,
Duygularla yürekten, kalemle buluşmazsa,
İlhamın etkisiyle, şiire doluşmazsa,
Türlü türlü sebepten, bizde şair
demezler.
Şeytanın sofrasından, geliyorsa
gıdası,
Yabancıya zılgıtla, koz verirse
nidası,
Hele ki memlekete, yoksa bir dem
faydası,
Diyorum işte hepten, bizde şair demezler.
Şair o ki doğruyu, mızrak gibi
germeli,
Şair o ki kalemle, yanlışları
sermeli,
Şair o ki kalbinin, menziline
varmalı,
Büyüklense recepten, bizde şair
demezler.
Adem ki daha talip, gideceği yol
uzun,
Yürekleri kor olur, acı bal olur
güzün,
Sevgi ile çağlasın, ümitvar olsun
sözün,
Düzelmezse nesepten, bizde şair
demezler.
Adem Efiloğlu