WpatsApp
grupları deyince ne anlıyoruz? Okul örgütlerinde kimler whatsApp grupları kuruyor?
Buna neden ihtiyaç duyuluyor? Öncelikle bu sorular üzerine akıl yoralım ve
cevaplar arayalım. En az iki kişiden oluşan sohbet ortamlarının karşılığı
olarak bilinen WhatsApp, günümüzde çok daha fazla alanlara, mecralara hükmeder
duruma geldi. İki kişilik sohbet bağlamından birbirinden bağımsız alanlarda
yüzlerce kişiyi bir çatı altında toplayan WhatsApp gruplarının her birisi
farklı algılar ışığında kurumun amaçlarına hizmet için bir araya geliyor gibi.
Bu da iyi niyetle söylenmiş bir cümledir. Çünkü sadece olumlu yönler ortaya
konulsun, güzellikler paylaşılsın manasında bir grup oluşumu söz konusu
değildir. Bu konu uzun elbette ama şimdilik bu konuya girmeyeceğim. Beni
ilgilendiren yazıya başlarken sorduğum üç sorunun son ikisi üzerine inşa edilen
WhatsApp grupları.
Okul
örgütlerinde Okul Eğitim Lideri( Okul Müdürü) tarafından devletin genel
esasları, kurumun genel yazışmaları, duyurular başta olmak üzere birçok konunun
örgütün paydaşlarına hızlı ve ivedi biçimde ulaşılması adına gruplar kuruyor.
Bu yazışmalar tek taraflı aktif olup başta öğretmenler olmak üzere okulun tüm
personeline geri bildirimde bulunma şansı tanımıyor. Özelden ya da yüz yüze
görüşmek suretiyle konular eğitim lideriyle paylaşılabiliyor. Günümüzde bu
pratik uygulamadan faydalanmak gerekir mi, elbette gerekir. En önemli kazancı
zaman tasarrufudur. Ve işlerin daha hızlı yoluna koyulmasını sağlayabilir.
Ayrıca Okul Eğitim Liderinin, öğrencilere ve velilere topluca ulaşma ağıdır. Yazılı
ve sözlü iletişim, kurumlar için çok kıymetlidir. Bu bağlamda grupların oluşumu
da son derece normaldir.
İkinci bir
WhatsApp grubu öğretmenlerimiz tarafından velilere ve öğrencilerine yönelik
kurulmaktadır. Bu da eğitimde birlikte hareket etme, işleri daha az zamanda
daha pratik yollarla çözümleme imkânı sunar. Öğretmen, veli, öğrenci
üçgenindeki bağı güçlü kılar. Sınıf içi uygulamalara kılavuzluk eder. Rehberlik
çalışmaları kolay yapılabilir. Aydınlatma metinleri okulun ve sınıfın
paydaşlarına birinci elden ulaştırılabilir. Dikkat edilmesi gereken husus grup
içindeki üyelerin öğretmenimizin her gönderdiği mesaja bu grup içinden cevap verememeleridir.
Bu sebeple de grup tek yönlü olarak işlevseldir. Aksi takdirde çift yönlü
iletişimin açık olması kargaşaya sebep olabilir. Kaldı ki öğretmenimizin
zamanını boca eder, çalışmalarını sekteye uğratır. Zaman yönetimini
zorlaştırır. Özel hayatına müdahale edilmesine kadar uzanır.
“Sen ne
söylersen söyle karşındaki kişinin algıladığı kadarsın” der, Mevlana. İki
taraflı iletişime açık WhatsApp Grupları çoğu zaman iletişim çatışmalarına
döner. Grup üyelerinden her bir velinin
yazdığı diğer veliler tarafından farklı yorumlanır. Herkesin biricikliği
esasından, çocukların üzerine evrilir tüm konuşmalar. Ve her bir veli kendi
çocuğunun muhteşemliğini izahata kalkar, savunur. Bu da başta öğretmenimiz
olmak üzere tüm grup üyelerini ziyadesiyle yorar. Ayrıca sınıfın mahremiyeti vardır.
Maalesef bu gruplarda mahremiyet ilkesi çiğnenir. Bu yüzden diyoruz ki, okullar
ve sınıflar WhatsApp gruplarıyla yönetilemez. Buradan güzel ürün ortaya çıkmaz.
Çıksa da nimet külfet ilişkisi esasına denk gelmez. Çok büyük emeklerin zayi
edilmesine sebep olur. Zira toplum olarak cam ekrandan değil can ekrandan
iletişimi severiz biz. Bizim kültürümüzde karşınızdakine dokunmak vardır, temas
etmek vardır. Göz göze gelmek, çayı birlikte yudumlamak, iki lafın benlini
kırmak vardır. Bunu WhatsApp gruplarının içinde yazışmalarla yapamazsınız.
Tü-kaka olur her şey.
Öğretmenlerimiz
gruplarını kurarken, grubun yazışma, konuşma ve paylaşma esaslarını da
netleştirmelidir. Kırmızı çizgileri olmalı ve bu çizgilerin aşınmasına müsaade
etmemelidir. Tek taraflı bir iletişim yolu açık tutulmalı ancak özelden
velilerimizin çok elzem durumlarda kendisine ulaşılmasına izin verilmelidir.
Kesinlikle yazışma ve bilgi paylaşma zamanları netleştirilmelidir.
Öğretmenimizin özel yaşam alanı olarak bildiğimiz yuvasında geçireceği zaman
dilimlerinde yazışmalar yapılmamalıdır. Çok özel (hastalık, kaza, ameliyat,
ölüm v.b.) durumlarda zaman mekân mefhumu aranmaz elbette.
Okul Eğitim
Lideri ve Sınıf Öğretmenleri başta olmak üzere tüm öğretmenlerimizin öğrenci
velilerine, öğrencilerine yönelik kurduğu grupların dışında başka bir grup daha
türedi. En sıkıntılı olanı, en tehlikeli boyuta ulaşanı maalesef bu kontrolsüz
kurulan gruplar. Bunların başında kesinlikle velilerin kendi aralarında kurduğu
sınıf anneleri grubu var. Öğrencilerin kendi aralarında kurduğu gruplarda
sıkıntılı ancak bugün o konuya girmeyeceğim. Sadece velilerin “sınıf anneleri
grubu” adı altında kurdukları ve maalesef okulları en çok yoran bu denetimsiz
gruplar üzerine kısa birkaç not paylaşacağım. Aslında şunu da eklemek isterim.
Kuruluş amaçları son derece müspet olayların icra edilmesi üzerinedir.
Birbirimizden haberdar olalım, çay, kahve sohbetlerinde bir araya gelelim.
Hastası, düğünü cenazesi olan kardeşlerimizden haberdar olalım, istemidir. Ama
söylem eyleme dönüşmez hiçbir zaman. Birisinin çıkarına dokununca söz, kıyamet
kopar. Sonrasında büyük gruplar içinden küçük yeni gruplar oluşmaya başlar.
Ayıklayamaz insan pirincin taşını.
Ekseriyetle
ön yargının hâkim olduğu, kendini herhangi bir mecrada ifade etme şansı
bulamamış, kültürel olarak hazır bulunuşluk düzeyinden çok uzaklarda, evde
eşinden, büyüklerinden baskı gören, gün yüzüne çıkarılmayan karanlık çocukluk
yıllarının verdiği davranışla, (istisnalar kaideyi bozmaz) kurulan gruplar
örgüt iklimine ve bireylere çok zarar vermektedir. Bir an önce tamamen bu
grupların lağvedilmesi gerekir. Kendi öz çocuklarının gelişim özelliklerinden
bi-haber olan bu ebeveynler, çocuklarının ona söylediği her sözü muteber kabul
eder ve bu durumu kontrolsüz biçimde grupla paylaşırlar. Doğru mudur, yanlış
mıdır önemli değildir. Bir an önce gündem olmak, bende buradayım diyerek, fark
edilmek isterler. Kısaca değer görmek, önemsenmek onlar için vazgeçilmezdir.
Zira üyesi oldukları ailelerin an itibariyle ona yaşattıkları başta olmak
üzere, geçmişten gelen travmalar birleşince birey kendini ispat yoluna gider.
Bu hem kişinin kendi yaşam kalitesini düşürür hem de çevreye zarar vermesine
sebep olur. Bu maalesef kişilik bozukluğu ve karakter yetersizliğidir. Bir an
önce tedavi sürecinin başlatılması gerekir.
Ez-cümle
okullarımız velilerimizin deneme yanılma yoluyla doğruyu bulmaya çalışacakları
çiftlikleri değildir. Okul yönetimi ve öğretmenlerde o çiftliğin çalışanları
hiç değildir. Evet, bizim okul örgütü olarak işimiz bir bahçıvan edasıyla, tüm
renkleriyle çiçeklere, el uzatmak, gönül vermek, ısısını, ışığını ayarlamaktır.
Lakin buna destek olması gereken velileri de yanımızda görmek isteriz. Herkes
haddini bilmeli, had bildirmeye de kalkmamalıdır. Nasıl ki, devletin diğer
kurumlarına gittiğinizde kaide ve kurallara uyuyorsunuz, okul bu güzel
kuralların işletileceği ve uyulması gereken ilk sıradaki devlet kurumudur.
Unutulmamalıdır
ki, okullar eğitim liderleri kadar okuldur. Devletin yegâne bekçileri
öğretmenlerimizle yürüttüğümüz tüm çalışmalarda okulun diğer paydaşlarını
yanımızda görmek isteriz. Ama bilmemiz gereken ana unsur, merkezdeki insan
öğretmendir.
Sonuç
itibariyle; WhatsApp gruplarıyla okullar, sınıflar yönetilemez. Sınırları
belli, okul eğitim lideri ve sınıf öğretmeninin kontrolünde yapılacak olan
çalışmaların tamamı bireylere, okul iklimine ve topluma fayda sağlayacaktır.
Aksi takdirde “külli-yövmin içtima-lakin sonuç mafiş” dermektir.
Saygılarımla
İrfan ERTAV
Yazar
İnstagram: @yazar.irfan_ertav
Facebook: Uzman Muallim
Yazarın