KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
semazen.net
RAMAZAN NEDİR?
Yazımın başlığını oluşturan;
“RAMAZAN NEDİR?” sorusuna girmeden önce Şems-i Tebrizî’nin on öğüdürünü
hatırlamakta fayda görüyorum. “ŞEMS-İ TEBRİZİ’NİN EVRENSEL MESAJLARI” isimli
kitabımızda zikrettim;
ON ÖĞÜT
1.
Allah’ı tanıdığınızı iddia ediyor, fakat ona olan borcunuzu
vermiyorsunuz. Bu borcu, fakir ve muhtaçlara ihsanda bulunarak ödeyin.
2.
Kur’an-ı Kerim’i okuyorsunuz fakat hüküm ve kurallarından
haberiniz yok. Okuduklarınızı uygulayın.
3.
Şeytanın, düşmanınız olduğunu iddia ediyor, fakat ona itaat
ediyorsunuz. Onun tekliflerini geri çevirin.
4.
Kendinizi Muhammed (sav) ümmetinden sayıyor, fakat sünnetini
uygulamaya çalışmıyorsunuz.
5.
Cennete girmek istediğinizi söylüyor, fakat ona girmek için
gerekli hiçbir ameli işlemiyorsunuz.
6.
Ateşten kurtulmak istiyor, fakat günahlarınızı ve kötü
amellerinizle kendinizi durmadan ona doğru sürüklüyorsunuz.
7.
Ölümün herkese geldiğini biliyor, fakat ona hiçbir hazırlıkta
bulunmuyorsunuz.
8.
Bütün din kardeşlerinizin kusurlarını görüyor, fakat kendi
kusurlarınızı görmüyorsunuz.
9.
Allah’tan gelen bütün nimetleri şükretmeden yiyor ve kullanıyor,
fakat O’na olan minnettarlığınızı size verdiği nimetlerden muhtaçlara tasadduk
ederek göstermiyorsunuz.
10.
Ölülerinizi, aynı sonun sizin de başınıza geleceğini bile bile,
ibret almadan, gömüyorsunuz.
İşte bu on öğüt ışığında aşağıdaki hususları
dikkatlice okuyalım.
Ramazan; evde
20 tabaktan oluşan iftar yemeğine "Peygamberimizin sünneti" diye
hurmayla başlamak değildir. Ramazan; bir köyü doyuracak kadar yemek yedikten
sonra namazda zorlanmamak için içilen maden suyu değildir. Ramazan; gündüz aç
kalmanın akşam intikamını almak değildir. Ramazan; akşama kadar her kalbi kırıp
her hakka girdikten sonra iftardan az önce Nihavend Makamında İlahiler
dinlediğiniz için tüm günahlarınızın bakiyeden otomatik silindiği bir ay da
değildir. Ramazan; Şaban ayında 1.5 milyon tl ye jip alıp 'Kuzum bu sene zekat
veremeyeceğiz biraz borca girdik de...' diye durumu kurtarabileceğiniz bir ay
değildir.
Ramazan; akşama
kadar 85 milyonun hakkını yiyip de iftarda ''Kuşlar yesin diye Güllaç
torbasındaki kırıntıları da balkona dökelim inşallah sevaptır'' dediğiniz için
ahirette sorgu sualde size torpil sağlayacak bir ay değildir. Ramazan;
"Ramazan şerbeti değil", "Hacivat-Karagöz oyunları değil",
"Hz Yusuf dizisi değil", "Oruç Baba türbesi önünden son 2 dakika
yayına giren uhrevi bir alem değildir". Ramazan; 11 ay boyunca 'Aç mısın
bir ihtiyacın var mı?' diye sormadığın bir adama 'Oruç musun?' diye sorgulamak
değildir.
Ramazan;
mahallede 1 ay boyunca oruç tutmayanları değil 12 ay boyunca aç kalanları
araştırıp bulmanızı öğreten bir aydır. Ramazan; İnstagram'da iftar storileri
değil; fakir fukara ile ekmeğini paylaşmaktır. İhtiyaçlarını alamadığı
çocuğunun gözüne bakan gariban babanın yüzünü güldürmektir. Kapısının önüne
zarf koyup kaybolmaktır...Ramazan; son birkaç yılda Karun gibi zengin
olmuşlarla değil; uzun yıllardır kıt kanaat yaşamaktan sefaleti kanıksamış bir
gariban bulup ezanı beklemektir. Ramazan; şekersiz sakız çiğneyince değil;
'insan eti yiyince'(gıybet etme) orucunuzun bozulduğu konusunda endişe etmeniz
gereken bir aydır!
Ramazan;
sadakadır, zekattır, Kur'andır, namazdır. Ramazan; “aranızda Muhammed kim?'
denilecek kadar sade yaşamış bir Nebinin (sav) "Aişe etleri dağıttın
mı?" diye sormadan sofraya oturmadığı bir aydır. "Ramazan; insanlar
için bir hidayet rehberi, doğru yolun, hak ile batılı birbirinden ayırmanın
apaçık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.”
Ramazan;
Kur’an hatim yarışı değildir. Ramazan; tefekkürdür, tezekkürdür, teşekkürdür,
teemmüldür. Ramazan; Samimiyettir. Hayırlı Ramazanlar.
(18
MART 2024)