Her biri bir öncekinden daha da aynı bir günün daha sonuna doğru hareket ediyordu yelkovan. Akrep, oturmaya gelip de bir türlü kalkamayan teyzeler gibi durduğu yeri sevmişti besbelli. Bu yelkovan da ne menem şeydi canım. Akrebin miskinliği yelkovanın tezcanlılığı derken vakit geçip gidiyordu işte.


Tüm yelkovanlar, akrepler dursundu hem. Dünya dönmeyiversindi. Yok olsundu kainat. Tövbe tövbe. "Ne diyorsun kızım sen" dedi içten içe. Şımarık mısın, hayattan mı bıktın, ne yaptın, ne ettin de bir de dünyanın sonunun gelmesini düşlüyorsun, senin ben kalıbına tüküreyim, elin ekmek tutacak yerde oturmuş akrebi yelkovanla koğluyorsun? Kaç yaşına geldin kaç? Senin yaşındakiler ekmek, yurt, yuva sahibi oldu, evlendi barklandı, çoluk çocuk sahibi oldu, altın bileziklerini şıngır mıngır oynatıyorlar bileklerinde.''


Bismillahirrahmanirrahim!  İçindeki Ayşe teyze, Mehmet amca, Şerife nine, Hüseyin Dayı susmuyordu. Bu duvarlar da en son ne zaman bu renge boyandıydı yahu? Bahçedeki kedi miyavlaya miyavlaya penceresine kadar geldi. Öyle bir baktı ki: "İş buldun mu iş, bırak sen boyayı filan işten haber ver, nerde benim mama param?" diyordu sanki hayırsız. "Yahu dedim Pakize, sen bir sus. Kafamdakiler bana yeter zaten. Kediysen kediliğini bil canım. Ben insanlığımı unutuyor muyum? Unutuyor muyum... Unut... Yok canım unutmuyorum. İnsan sosyal bir varlıktı değil mi Pakize? Pakize?


" Çoktan gitmişti Pakize. Neyse bir gün daha bitiyordu, çok şükürdü bugünümüze. Elhamdülillah.
( Bugün başlıklı yazı yonca-y tarafından 4.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.